Geography examines physical and human processes within space. The interaction between cultural elements and these processes is a key research focus. Recent environmental challenges, such as natural disasters, climate change, and migration, have driven the need for new theoretical frameworks. In line with global trends, Turkish geography has evolved to better understand the complex relationship between space and culture. This study aims to trace the historical development of geography in Türkiye, assess its current status, and provide future insights based on emerging trends. The research employs a literature review and document analysis of relevant studies. Findings show that, since the early 20th century, contributions from foreign experts and Turkish geographers trained abroad have modernized and diversified research methods in the field. With this equipment, geography in 21st century Türkiye has approached environmental and social relations more holistically compared to its historical status. This transformation has increased the significance of geography both academically and socially in Türkiye. Geography in Türkiye is striving to expand the complex network of relationships it establishes between cultural and spatial interactions with new perspectives required by the era. Therefore, it is essential to closely follow global geographical trends and approaches within the discipline. To maintain its presence effectively in Türkiye, achieving global standards, providing solutions to national and international environmental-social problems, and being integrated into a geographical information interaction network with the world are considered the most important goals. These goals can also be evaluated as a critical threshold that closely concerns and shapes the future of the discipline in Türkiye.
The study does not require ethical approval.
Coğrafya bilimi, genel anlamıyla mekân üzerinde yer alan fiziki ve beşerî süreçleri inceleyen kapsamlı bir disiplindir. Kültürel unsurların bu fiziki ve beşerî süreçlerle nasıl etkileşimde bulunduğu konusu, coğrafya bilimi açısından önemli bir araştırma alanını oluşturur. Dünya üzerinde son dönemde yaşanan doğal afetler, küresel ısınmanın neden olduğu iklim değişikliği, göçler ve diğer küresel çevresel sorunlar coğrafyanın yeni teorik yaklaşımlar geliştirmesini gerekli kılmıştır. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de coğrafya bilimi, mekân ve kültür arasındaki bu çok yönlü ilişkiyi anlamak için çeşitli dönüşüm süreçlerinden geçmiştir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'deki coğrafya biliminin mekân ve kültür ilişkileri çerçevesinde tarihsel evrimini ortaya koymak, disiplinin günümüzdeki durumunu ve yeni yönelimler ekseninde gelecek perspektiflerini değerlendirmektir. Araştırmada literatür taraması ve doküman incelemesi yöntemleri kapsamında konuyla ilgili bilimsel yayınlar incelenmiştir. Bulgular, özellikle 20. yüzyılın başlarından itibaren yabancı uzmanların coğrafya bilimine olan katkıları ve yurtdışında eğitim almış coğrafyacıların etkisiyle Türkiye'de coğrafya biliminin daha modern, zengin ve çeşitli araştırma yöntemleri geliştirdiğini göstermektedir. Bu donanımla 21. yüzyıl Türkiye'sinde coğrafya biliminin, tarihsel süreçteki durumuna göre çevresel ve toplumsal ilişkileri daha bütüncül bir şekilde ele aldığı görülmektedir. Bu değişim, coğrafya biliminin Türkiye'de hem akademik hem de toplumsal düzeyde öneminin artmasına neden olmuştur. Türkiye'de coğrafya bilimi, kültürel ve mekânsal etkileşimler arasında kurduğu karmaşık ilişkiler ağını, çağın gerektirdiği yeni perspektiflerle genişletme çabasındadır. Bu nedenle disiplin içerisinde dünya genelindeki coğrafi akımların ve yaklaşımların yakından takip edilmesi gerekmektedir. Coğrafya biliminin Türkiye’de varlığını etkili bir şekilde sürdürebilmesi için disiplinin küresel standartlara ulaşabilmesi, ulusal ve uluslararası çevresel-toplumsal sorunlara çözümler üretebilmesi ve dünya ile entegre olmuş bir coğrafi bilgi etkileşim ağına dahil olabilmesi en önemli hedefler olarak ifade edilebilir. Bu hedefler aynı zamanda Türkiye’de disiplinin geleceğini de yakından ilgilendiren ve şekillendiren kritik bir eşik olarak değerlendirilebilir.
Çalışma etik izin gerektirmemektedir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Cultural Geography |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | September 21, 2024 |
Publication Date | September 23, 2024 |
Submission Date | May 14, 2024 |
Acceptance Date | August 22, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 17 Issue: 47 |