Mehmet
Akif’in şiiri, birçok unsurdan oluşmuş bir halitadır. Şiirlerinin temel vasfı
“çığlık”tır ve yüksek sesle okunması gerekir. Bu “çığlık”ın ferdî (Kısmen
I.Safahat), içtimaî (genel olarak II-VI. Safahat) ve maveraî (Genel olarak VII.
Safahat) bir kavis izlediği söylenebilir. Selma şiiri, onun şiirinde çok az
gördüğümüz ferdî bir çığlık ve haykırışın ifadesidir. Zaten Akif, daha sonra
neredeyse ferdî konulu şiirler yazmaz. Bu şiir, bir bakıma “hazin bir veda” ya
da “yürek burkan vaveyla”dır. Sanatının esas zembereğini içtimaî meseleler
kurar. Hakkın Sesleri, şairin ayet ve hadislerden hareketle bir kalkış noktası
belirlediği şiirleri ihtiva eden kitabıdır. Balkan Savaşları ve sonrasının
anlatıldığı “Geçenler varsa İslâmın şu çiğnenmiş diyarından” mısraıyla başlayan
şiir, Rumeli’nin yakıp yıkılmasını, bunda Müslümanların içine düştüğü yeis ve
ataletin payını vurgular. Mısır’da iken yazdığı Hicrân şiiri ise, türlü
saiklerle yüzünü öte dünyaya çevirdiği verimlerindedir. Tasavvufî pırıltılar
aksettiren bu şiirde ise gurbet (ülke-memleket/ahiret yurdu-Allah) ve bundan
kaynaklan hicran maveraî bir çığlık olarak karşımıza çıkar.
Journal Section | Research Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | June 30, 2017 |
Submission Date | June 29, 2017 |
Acceptance Date | June 6, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 9 Issue: 19 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.