Abstract
Yükseköğretimin amaçlarına bakıldığında yükseköğretim, öğrencilerinin "...hür ve bilimsel düşünce gücüne geniş bir dünya görüşüne sahip...; bir mesleğin bilgi beceri davranış ve genel kültürüne sahip..." bireyler olmasını; yükseköğretim kurumlarının ise "...yüksek düzeyde bilimsel çalışma ve araştırma yapan, bilgi ve teknoloji üreten ...bilim dünyasının seçkin bir üyesi haline gelen, evrensel ve çağdaş gelişmeye katkıda bulunan" kurumlar olmasını hedeflemektedir (Yüksek öğretim Kanunu, 1981). Yükseköğretim kurumlan, demokratik anlayışından, ekonomik sınırlılıklardan, öğretim elemanları ve öğrencilere yönelik nitelik ve niceliğe dayalı boyutlarda birçok sorunlardan (Güler, 1994; ÜÖÜD.1990; TED, 1989) en az oranda etkilenmeye çalışarak belirtilen bu amaçlara ulaşma yolunda açıkçası bir mücadele vermektedir. İfade edilen, sayısı ve çeşidi arttırılabilecek bu sorunlar içinde şüphesiz ki en önemlilerinden biri üniversitelerdeki öğretim elemanlarının nitelikleridir. Çünkü Hesapçıoğlu'nun (1994:252) ifadesiyle "...Öğretim sadece kuru bilgilerin aktarılması değildir. Okula karşı, topluma karşı, arkadaşlara karşı sevgi, saygı, onları tanıma hep öğretmen aracılığıyla kazanılır.