Muvazaalı irade beyanında, gerçek irade ve beyan arasında kasıtlı bir farklılık bulunmaktadır. Muvazaanın hukuki işlem üzerindeki etkisini tespit edebilmek için öncelikle irade beyanının yorumlanması gerekir. İşlem varlık kazandıktan sonra geçerlilik açısından değerlendirilebilir. Bu bağlamda irade ve beyan arasında kasıtlı farklılık bulunan bütün durumlar ortaktır. Güven kuramının uygulandığı hallerde irade beyanının muhatabı, beyan sahibinin gerçek iradesini bildiği veya bilebilecek durumda olduğunda; beyan, irade doğrultusunda hüküm ifade eder. İrade kuramının uygulandığı yöneltilmesi gerekmeyen irade beyanlarında da, beyan irade doğrultusunda hüküm doğurur. Muvazaada, muhatap gerçek iradeyi bildiği için muhatap olduğu irade beyanı sonuç doğurmaz. Hukuken yoktur. Bu itibarla muvazaalı işlemin hukuken sonuç doğurmamasının nedeni muhatabın gerçek iradeyi bilmesidir. Bu konuda beyan sahibi ve muhatabın anlaşmış olmalarına gerek yoktur. Beyan kuramının kısmen veya bütünüyle uygulandığı olasılıklarda ise, beyan ve gerçek irade arasındaki farklılık iddiaları dinlenilmez. Beyan, içeriğine göre hüküm doğurur.
İrade beyanı İrade beyanının yorumlanması İrade ve beyan arasında kasıtlı uyumsuzluk Güven kuramı Muvazaa
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 26 Sayı: 2 |