Toplumcu-gerçekçiliğin
Türk edebiyatı özelindeki seyrinde üç aşamanın bulunduğunu dile getirebiliriz.
Bu aşamalardan ilki olan ve erken-toplumculuk
olarak adlandırdığımız aşama; Meşrutiyet’in son yılları ile Cumhuriyet’in ilk
yıllarında Abdülaziz Mecdî Tolun, Yaşar Nezihe Bükülmez gibi isimlerin, tematik
ve estetik açıdan dar bir bakış-açısına sahip propagandist şiirlerini içerir.
Nitekim bu aşamada toplumculuk için şiir dışında herhangi bir tür, “gözlem
ölçeği” sınırları içerisine girmez. İkinci aşama; Nâzım Hikmet tarafından
1920’lerin sonunda öncülük edilen ve Sabahattin Ali, Sadri Ertem, Hasan
İzzettin Dinamo, Rıfat Ilgaz gibi isimlerle şiir dışı türlere de taşınan
aşamadır. İleri-toplumculuk olarak
adlandırdığımız bu aşamada toplumcu-gerçekçilik, hem estetik hem tematik hem de
türsel açıdan sınırlarını genişletir. 1960’lardan sonra toplumcu-gerçekçiliğin
İsmet Özel, Ataol Behramoğlu, Ahmet Telli, Nihat Behram, Sevgi Soysal, Erdal Öz
gibi isimlerle daha ileri düzeyde modernist ve avantgarde imkânlar kazandığı
görülür¸ böylelikle yeni bir aşama idrak edilir. Modernist-toplumculuk olarak adlandırdığımız bu aşamada, bireysel
temalarla birlikte soyut imgeciliğe, dil deformasyonuna ve modern anlatı
tekniklerine bir açılım sergilendiği görülebilir. Bir başka ifadeyle; toplumcu
edebiyatın modernist / avantgarde edebiyatla olan imkânının izsürümü
yapılabilir. Çalışmamızda, modernist-toplumculuğun şiir özelindeki durumunu ele
alacağız; modernist-toplumcu şiirin tematik ve biçimsel açıdan öne çıkan
noktalarına örneklerle değineceğiz. Fakat bunu yaparken; “saf” betimleyici bir tutumdan
çok, yer yer toplumsal/ siyasal / estetik zemine dönük değinilere de kapı
aralayan bir bakış-açısından hareket edeceğiz.
We can say that there are three stages in the course of social-realism in
Turkish literature. The first of these stages; what we call early-socialism. This stage is represented
by the names of Abdülaziz Mecdî Tolun and Yaşar Nezihe Bükülmez in the last
years of the Republic and the last years of the Constitution. This stage also
includes propagandist poems with a narrow perspective from thematic and aesthetic
perspectives. As a matter of fact, at this stage, it does not enter into any
kind of observation scale except for poetry for socialism. The second stage; It
is the stage that was carried by Nâzım Hikmet in the late 1920s and carried to
the non-poetic genre with such names as Sabahattin Ali, Sadri Ertem, Hasan
İzzettin Dinamo and Rıfat Ilgaz. At this stage, which we call as advanced-socialism, socialist-realism
expands its boundaries both aesthetically, thematically and genuinely. After
the 1960s, socialist-realism appears to have acquired modernist and avant-garde
opportunities with names such as Ismet Ozel, Ataol Behramoglu, Ahmet Telli,
Nihat Behram, Sevgi Soysal, Erdal Oz, and so on. At this stage, which we call modernist-socialism; it can be seen that
with the individual themes, abstract imagery, language deformation and modern
narrative techniques are displayed. In other words; the possibility of
socialist literature with modernist / avantgarde literature. In our study, we
will examine the status of modernist-socialism in poetry. We will take a look
at the important points of the modernist-socialist poem in terms of thematic
and formal. But in doing so; we will move from a purely descriptive point of
view to a point of view that touches on social / political / aesthetic ground.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | PHILOLOGIA |
Authors | |
Publication Date | March 26, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 7 |
DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren MECMUA Sosyal Bilimler Alanında Yayımlanan
Uluslararası Hakemli Bir Dergidir