Düşünsel ve estetik yapıları itibariyle değerli bulunan filmler incelendiğinde görüntü yönetiminin özel bir yere sahip olduğu görülmektedir. Film sanatının önemli bileşenlerinden olan sinematografi farklı düşünsel ve estetik yaklaşımlara dayanan filmlerin birbirlerinden ayrıştıkları ve kendi özgün tarzlarını oluşturdukları noktalardan biridir. Görüntü yönetimiyle özgün bir tarz oluşturmayı başaran yönetmenlerden biri de Semih Kaplanoğlu’dur. Kaplanoğlu’nun insanı bu dünyadaki bağlarından koparmadan, manevi tecrübeleriyle kadraja aldığı görüntüye hikâyeden bağımsızlaşan otonom bir yapı kazandırmakta oldukları görülmektedir. Bu çalışma, Kaplanoğlu sinemasında sinematografik uygulamaların nasıl bir üslup oluşturduğunu ve görüntü yönetiminin filmlerde kurulan düşünsel ve manevi yapının oluşumundaki rolünü tespit etmektedir. Yumurta, Süt, Bal ve Buğday filmlerinde beliren temel anlam ve değerler bağlamında seçilen sahne ve sekanslara ait çekimler kare kare analiz yöntemiyle çözümlenmektedir. Yumurta’da kompozisyonları kadraj dışına açıp, kadrajdaki negatif alanı kadraj dışındaki ruhsal alana bağlayan, Süt’te karakterin ruhsal durumunu kompozisyonun iki ucu arasındaki sınırı geçip geçmeme yönündeki tercihte saklayan, Bal’da düşük ışıklı kompozisyonlarda karakterin ruhsal gerilimini ortaya koyan Kaplanoğlu, Buğday’da ise manevi olanı renklerden arındırılmış bir hayal düzleminde suretlendirmektedir.
When we analyse films that are valuable in terms of their intellectual and aesthetic structures, it is seen that directing of photography has a special place. Cinematography is one of the points where films based on different intellectual and aesthetic approaches differ from each other and create their own unique style. Semih Kaplanoğlu is one of the directors who succeeded in creating a unique style with cinematography. Kaplanoğlu frames the human being with his/her spiritual experiences without detaching him/her from his/her ties in this world. This study analyses how cinematographic practices form the style of Kaplanoğlu's cinema and determines the role of directing of photography in the formation of the intellectual and spiritual structure established in the films. In the context of the key meanings and values in the films Egg, Milk, Honey and Grain, the shots of the selected scenes and sequences are analysed with close analysis method. In Egg, Kaplanoğlu connects the negative space in the frame to the spiritual space outside the frame, he hides the spiritual state of the character in Milk in the choice of whether or not to cross the border between the two ends of the composition, he reveals the spiritual tension of the character in the compositions where the light decreases in Honey, and in Grain, he embodies the spiritual in a dream plane purified from colours.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies (Other), Sociology of Religion |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 28, 2023 |
Submission Date | November 16, 2023 |
Acceptance Date | December 20, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
MEDYA VE DİN ARAŞTIRMALARI DERGİSİ (MEDİAD) - JOURNAL OF MEDIA AND RELIGION STUDIES
This journal is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.