Aim: The aim of the study is to determine the effect of the most commonly used oxytocin protocols for labor induction in our country on the birth experience. Method: This analytical cross-sectional study was conducted with 175 pregnant women between March 2023 and March 2024. Data were collected through face-to-face interviews using the "Information Form" and the "Wijma Delivery Expectancy/Experience Questionnaire Version B (WDEQ-B)." The obtained data were analyzed using parametric analysis methods, and a p-value of <0.05 was considered statistically significant. Results: The mean WDEQ-B score of the participating pregnant women (n=175) was 55.73±19.31, and 35.4% (n=62) were found to experience severe fear. A weak positive correlation was observed between the WDEQ-B mean score and the active phase duration (r=0.366) (r=0.426). A very weak negative correlation was found between the APGAR 1-minute score and the WDEQ-B score (r=-0.175). A positive relationship between labor duration and age and a significant negative effect of amniotomy application were identified. It was determined that the relationship between birth fear and the alternative low-dose oxytocin protocol (starting dose: 0.5-1 mU/min) was negative, while the relationship was positive for the alternative high-dose oxytocin protocol (starting dose: 4 mU/min), the high-dose oxytocin protocol (starting dose: 6 mU/min), and labor duration. Conclusion: In conclusion, high-dose oxytocin protocols were found to negatively impact birth fear and, consequently, the birth experience.
Birth experience birth satisfaction fear of birth induction oxytocin
Amaç: Araştırmanın amacı, ülkemizde doğum indüksiyonu için en yaygın olarak kullanılan oksitosin protokollerinin doğum deneyimine etkisini belirlemektir. Yöntem: Analitik kesitsel tipte araştırma Mart 2023–Mart 2024 tarih aralığında 175 gebe ile yürütüldü. Veriler “Bilgi Formu” ve “Wijma Doğum Beklentisi/Deneyimi Ölçeği B versiyonu-WDBDÖ-B” kullanılarak yüz-yüze görüşme yöntemi ile elde edildi. Elde edilen veriler, parametrik analiz yöntemleri ile değerlendirilmiş ve p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan gebelerin (N=175) WDBDÖ-B ortalama puanının 55.73±19.31 olduğu, %35.4’ünün (n=62) ağır derecede korku yaşadığı belirlendi. WDBDÖ-B ortalama puanı ile aktif faz süresi arasında pozitif yönde zayıf bir korelasyon (r=0.366) saptanmıştır (r=0.426). APGAR 1. dakika skoru ile WDBDÖ-B puanı arasında negatif yönde ve çok zayıf düzeyde bir korelasyon tespit edilmiştir (r=-0.175). Doğum süresi ile yaş arasındaki ilişkinin pozitif yönde ve amniyotomi uygulamasının negatif yönde önemli bir etkisi olduğu belirlenmiştir. Doğum korkusu ile alternatif düşük doz oksitosin protokolü (başlangıç dozu: 0.5-1 mU/dk) arasındaki ilişkinin negatif yönde, alternatif yüksek doz oksitosin protokolünün (başlangıç dozu: 4 mU/dk) pozitif yönde, yüksek doz oksitosin protokolünün (başlangıç dozu: 6 mU/dk) pozitif yönde ve doğum süresinin pozitif yönde önemli bir etkisi olduğu tespit edildi. Sonuç: Sonuç olarak, yüksek doz oksitosin protokollerinin doğum korkusunu ve dolayısıyla doğum deneyimini olumsuz etkilediği belirlenmiştir.
Doğum korkusu doğum memnuniyeti doğum tatmini indüksiyon oksitosin
Araştırmaya başlamadan önce XX Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan etik onay alınmıştır (Karar tarihi:16/02/2023; Karar no:163). Etik kurul onayını takiben araştırmanın yürütüleceği kurumdan yazılı onay alındı. Çalışma, Helsinki Bildirgesi'ne uygun olarak yürütüldü. Çalışmaya kaydolmadan önce tüm katılımcılardan yazılı ve sözlü bilgilendirilmiş onam alındı.
Yoktur.
Yoktur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ebelik (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 18 Nisan 2025 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 4 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 18 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 18 Sayı: 1 |
MEÜ
Sağlık Bilimleri Dergisi Doç.Dr. Gönül Aslan'ın Editörlüğünde Mersin
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsüne bağlı olarak 2008 yılında
yayımlanmaya başlanmıştır. Prof.Dr. Gönül Aslan Mart 2015 tarihinde Başeditörlük görevine Prof.Dr.
Caferi Tayyar Şaşmaz'a devretmiştir. 01 Ocak 2023 tarihinde Prof.Dr. C. Tayyar Şaşmaz Başeditörlük görevini Prof.Dr. Özlem İzci Ay'a devretmiştir.
Yılda üç sayı olarak (Nisan - Ağustos - Aralık) yayımlanan dergi multisektöryal hakemli bir bilimsel dergidir. Dergide araştırma makaleleri yanında derleme, olgu sunumu ve editöre mektup tipinde bilimsel yazılar yayımlanmaktadır. Yayın hayatına başladığı günden beri eposta yoluyla yayın alan ve hem online hem de basılı olarak yayımlanan dergimiz, Mayıs 2014 sayısından itibaren sadece online olarak yayımlanmaya başlamıştır. TÜBİTAK-ULAKBİM Dergi Park ile Nisan 2015 tarihinde yapılan Katılım Sözleşmesi sonrasında online yayın kabul ve değerlendirme sürecine geçmiştir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 16 Kasım 2011'dan beri Türkiye Atıf Dizini tarafından indekslenmektedir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2016 birinci sayıdan itibaren ULAKBİM Tıp Veri Tabanı tarafından indekslenmektedir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 02 Ekim 2019 ile 05 Şubat 2025 tarihleri arasında DOAJ tarafından indekslenmektedir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 23 Mart 2021'den beri EBSCO tarafından indekslenmektedir.
Dergimiz açık erişim politikasını benimsemiş olup, dergimizde makale başvuru, değerlendirme ve yayınlanma aşamasında ücret talep edilmemektedir. Dergimizde yayımlanan makalelerin tamamına ücretsiz olarak Arşivden erişilebilmektedir.
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.