The concept of intentional community as a distanced geography or land which is estranged from the conventional and traditional social placement would be a convenient term to identify Ira Levin’s Stepford suburb. The neighbourhood in The Stepford Wives is depicted as an imaginary ideal place where the life is idealized by the husbands, and from the patriarchal perspective, it is regarded as a good place to live. The men are satisfied and pleased with their domestic, obedient, always incredibly beautiful, and overjoyed wives. The husband-oriented wives who show no sign of exhaustion, who have no interest or hobby apart from staying at home and doing the housework, who are doll-like figures, and additionally the unrealistic and euphoric atmosphere at homes in Stepford create the factor of estrangement here. Thus, in this paper, the intentional community of Stepford in Ira Levin’s literary work The Stepford Wives will be analysed by referring to Lucy Sargisson’s work on “intentional communities” to shed a light on the estrangement concept and its social and literary role to raise awareness of woman liberation in a sarcastic way in the times the work is published.
Uzak bir coğrafya veya geleneksel toplum yerleşiminden uzak bir toprak olarak kasıtlı topluluk kavramı, Ira Levin’in Stepford banliyösü için uygun bir tanımlama olacaktır. Stepford Kadınları romanında tasvir edilen muhit, buradaki hayatın eril egemen bakışla idealleştirilmesi ve yaşanabilecek en iyilerden olması sebebiyle hayali bir ideal yer gibi tasvir edilmiştir. Erkekler, sürekli evde olan ve evle ilgilenen, inanılması güç biçimde güzel ve fazlasıyla mutlu olan eşlerin varlığından çok memnundurlar. Yorgunluk belirtisi göstermeyen, evde oturmaktan ve ev işi yapmaktan başka meşgalesi olmayan, oyuncak bebek benzeri karakterler olan, kocalarını hayatının merkezine koyan kadınlar ve Stepford evleri için tasvir edilen gerçekdışı ve keyif verici ortam aslında okuyucuda yabancılaşma benzeri bir etki yaratır. Bu nedenle de bu çalışmada Ira Levin’in Stepford Kadınları romanında Stepford yerleşkesi, Lucy Sargisson’ın “kasıtlı topluluklar” üzerine yaptığı çalışma ışığında incelenecek ve bu kasıtlı topluluk kurma anlayışında yabancılaş(tır)manın kadın özgürleşmesi ile ilgili farkındalığı artırmadaki etkisi hem toplumsal bağlamda hem de edebi anlamda yazıldığı döneme gönderme yapılarak tartışılacaktır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Translation and Interpretation Studies, British and Irish Language, Literature and Culture |
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 11 |
Adres: Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi 07058 Kampüs, Antalya / TÜRKİYE | E-Posta: mjh@akdeniz.edu.tr |