Al-Sâhib Ibn Abbâd who is not only a man of literature and politics, but also an important theologian, tackled the views of the Mu'tazila sect that he was affiliated with and tried to confirm them. In this context, he examined the principle of justice, which constitutes one of the most important principles of the sect. The author, who has built this principle on the basis of understanding that no ugly action can be taken from Allah, also evaluated the issues of guidance-misguidance and offers that cannot be done. The author, who pointed out that especially the human actions were not created by Allah for the realization of this principle, which was developed to promote the freedom of the creature, has defended that an opposite thought will eliminate divine justice and wisdom altogether. The author, who maintained the same point of view in the matter of guidance and misguidance, regarded his guidance as a guide to everyone, and interpreted his misguidance as removing his servants from a position of misguidance. The author, who rejected the proposal to be made to his servants through an act that cannot be done, was also explained this by the idea that all the acts of Allah are beautiful.
Sadece
edebiyat ve siyaset adamı değil, aynı zamanda önemli bir kelamcı olan Sâhib b.
Abbâd, bağlı bulunduğu Muʽtezile mezhebinin görüşlerini ele almış ve onları teyit
etmeye çalışmıştır. O, bu bağlamda mezhebinin en önemli ilkelerinden birini
teşkil eden adalet prensibini de incelemiştir. Bu ilkeyi daha çok Allah’tan
kabih bir fiilin sadır olmayacağı anlayışı üzerine bina eden müellif, ayrıca hidayet-dalalet
ve güç yetirilemeyecek teklif meselelerini de değerlendirmiştir. Kulun
özgürlüğünü temellendirmek adına geliştirilmiş olan bu ilkenin gerçekleşmesi
için özellikle beşeri fiillerin Allah tarafından yaratılmadığına dikkat çeken
müellif, aksi bir düşüncenin ilahi adalet ve hikmeti ortadan kaldıracağını
savunmuştur. Hidayet ve dalalet meselesinde de aynı bakış açısını sürdüren
müellif, O’nun hidayetini herkesi kapsayacak şekilde yol gösterme olarak ele
almış, dalaletini ise kullarını saptıran bir konumdan uzaklaştıracak şekilde
yorumlamıştır. Güç yetirilemeyen bir fiil üzerinden kullara yapılacak teklifi
de kabih olduğu için reddeden müellif, bunu da yine Allah’ın bütün fiillerinin
güzel olması düşüncesi ile izah etmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 27, 2019 |
Submission Date | October 8, 2018 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 8 Issue: 2 |
MANAS Journal of Social Studies