Background: Hearing loss is the most common
congenital defect worldwide and seen in every 1-3 of 1000 live births. In this
study, we aimed to determine risk factors for hearing loss in babies admitted
to Hearing Screening Unit and to investigate the impact of these risk factors
on the screening test results.
Material and Method: This cross-sectional study was
conducted with 253 babies who underwent hearing screening test at Adana Numune
Research and Training Hospital between 1 March 2014 and 30 April 2014. A
structured questionnaire form was prepared and applied to the mothers’
of these babies with face-to-face interviews and the results of the Transient
Evoked Oto-acoustic Emissions (TEOAE) and the Auditory Brainstem Response (ABR)
tests were recorded. Chi-square, Mann-Whitney U test and LRA were used for data
analysis.
Results: Mean age of 253 babies was
29.1±45.3 days. Analyses revealed that ratio of failure from the test increased
as age of the baby increased (Z= –4.503, p=0.000). Likelihood of failing from hearing
test increased as ratio of vaccination against influenza during pregnancy (OR=
4.380, p=0.036), ratio of experiencing a systemic disease during pregnancy (OR= 6.942, p=0.008) and ratio of baby's
staying icteric for a long time (OR=
4.198, p=0.040) increased as the result of analysis of some variables which
influence failing from the test using LRA.
Conclusion: The babies who carry risk factors
should be determined beside the necessity of undergoing hearing screening test
for every newborn. Hearing loss should be detected in the early period, because
these children may achieve speech, cognitive, social and emotional development
close to their peers through providing an early and proper hearing device and
commencing regular hearing rehabilitation programs.
Amaç: İşitme kaybı, 1000 canlı doğumda 1-3 insidansla en
yaygın görülen doğumsal defekttir. Bu çalışmada işitme tarama testi yapılan
bebeklerde işitme kaybına yol açan risk faktörlerini sorgulayarak bunların
işitme tarama testi sonuçlarına etkisini değerlendirmeyi amaçladık.
Gereç ve
Yöntem: Bu kesitsel araştırma; 1 Mart 2014 ile 30 Nisan
2014 tarihleri arasında Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi İşitme
Tarama Ünitesi’nde işitme tarama testi yapılan toplam 253 bebek üzerinde
yapıldı. Yapılandırılmış bir anket formu hazırlanılarak bu bebeklerin anneleri
ile yüz yüze görüşüldü ve Geçici Uyarılmış Oto-akustik Emisyon (TEOAE) ve
İşitsel Beyin Sapı Cevabı (ABR) işitme
tarama testi sonuçları kaydedildi. Verilerin analizinde Ki-Kare, Mann-Whitney U
testi ve LRA kullanılmıştır.
Bulgular: Araştırmaya alınan 253 bebeğin yaş ortalaması 29.1±45.3
gündü. Analizlere göre; bebeğin yaşı arttıkça işitme tarama testlerinden kalma
oranı artmaktadır (Z= –4.503, p=0.000). İşitme tarama
testinden kalma durumunu etkileyen bazı değişkenlerin LRA ile incelenmesi
sonucunda annenin gebelikte grip aşısı yaptırma
oranı (OR= 4.380, p=0.036), annenin gebelik sırasında sistemik
hastalığı geçirme oranı (OR= 6.942,
p=0.008) ve bebeğin uzun süreli sarılık durumu yaşama oranı (OR= 4.198, p=0.040) arttıkça işitme
testinden kalma ihtimalinin arttığı bulundu.
Sonuç:
Yeni doğan her bebekte işitme taraması
yapılması gerekliliğinin yanı sıra risk faktörü taşıyan bebekler
belirlenmelidir. İşitme kaybı erken dönemde saptanmalıdır çünkü erken dönemde
tanı konarak uygun işitme cihazı sağlanması ve erken dönemde düzenli işitsel
rehabilitasyon programlarına başlanmasıyla bu çocuklar normal işiten
akranlarına yakın düzeyde konuşma-dil gelişimi, bilişsel, sosyal ve duygusal
gelişim gösterebilirler.
Subjects | Health Care Administration |
---|---|
Journal Section | Original Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2017 |
Submission Date | June 15, 2017 |
Acceptance Date | March 3, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 8 Issue: 30 |