Introduction and Aim: In the study, it was aimed to emphasize that the
lesion characteristics of patients with tooth fractures who applied to
hospital due to trauma should be examined and the traumatic tooth
fractures should be evaluated within the scope of judicial case.
Material and Method: The cases with traumatic tooth injuries, the
judicial reports of which were prepared, were retrospectively evaluated
by Eskişehir Forensic Medicine Branch Office between January 1, 2014
and December 31, 2014. The cases were classified according to age,
sex, event type and injury type.
Findings: It was determined that the average age of the cases was
17±12.3, 267 of them (85.6%) were male, the teeth of 157 cases
(50.3%) were broken due to battery, and the upper incisor teeth were
most frequently broken teeth. A report was drawn up on the fact that
the injury "could not be removed with a simple medical intervention" in
all cases in the existing application. However, in the application before
June 2013, it was determined that the lesion could be removed by a
simple medical intervention in 179 (57.4%) cases with crown fracture
when lesions outside tooth fractures were ignored, and it could not be
removed by a simple medical intervention in 133 (42.6%) cases with
root fracture. The men wounded at a young age, it was found that
women injured in older age. The most frequent reasons of tooth
fracture which has been occurred in men and women are separated.
Men’s cases are the most frequent reason is fight and also women’s
cases the most frequent is traffic accident.
Conclusion: It is shown that the update made in the guide is quite
important for tooth injuries. The demographic data of cases were found
to be consistent with the literature outside of the origin. However, it is
thought that the teeth traumas alleged to have occurred accidentally
are not treated as judicial case. The in-service training regarding
forensic medicine approach is thought to be useful especially for
dentists offering emergency services.
Giriş ve Amaç: Çalışmada travma nedeni ile başvuran diş kırıklı
olgulara ait lezyon özelliklerinin irdelenmesi, travmatik diş kırıklarının
adli vaka kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin vurgulanması
amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Eskişehir Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nce 1 Ocak 2014
ile 31 Aralık 2014 tarihleri arasında adli raporları düzenlenen travmatik
diş yaralanmalı olgular retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Olgular
yaş, cinsiyet, olay türü ve yaralanma niteliğine göre sınıflandırılmıştır.
Bulgular: Olguların yaş ortalamasının 17±12,3 ve 267’sinin (% 85,6)
erkek olduğu, 157 olgunun (% 50,3) darp nedeniyle dişinin kırıldığı, en
sık üst santral dişlerin kırıldığı belirlenmiştir. Mevcut uygulamada
olguların tümünde yaralanmanın “basit tıbbi müdahale ile
giderilemeyeceği” yönünde rapor düzenlenmiştir. Ancak 2013 Haziran
öncesindeki uygulamada diş kırıkları dışındaki lezyonlar göz ardı
edildiğinde kron kırığı olan 179 (% 57,4) olguda lezyonun basit tıbbi
müdahale ile giderilebileceği, kök kırığı olan 133 (% 42,6) olguda ise
basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği saptanmıştır. Erkek olguların
daha küçük yaşlarda yaralandığı, kadın olguların daha büyük yaşlarda
yaralandığı tespit edilmiştir. Erkek olgularda daha sık etkili eylem, kadın
olgularda ise daha sık trafik kazası nedeniyle diş kırığı olduğu
belirlenmiştir
Sonuç: Kılavuzda yapılan güncellemenin, diş yaralanmaları açısından
oldukça önemli olduğu görülmektedir. Orijin dışında olguların
demografik verileri literatürle uyumlu bulunmuştur. Ancak kaza sonucu
oluştuğu iddia edilen diş travmalarının adli vaka yapılmadığı
düşünülmektedir. Özellikle acil hizmeti veren diş hekimlerine adli tıbbi
yaklaşım ile ilgili hizmet içi eğitimin yararlı olacağı düşünülmektedir.
Subjects | Health Care Administration |
---|---|
Journal Section | Original Articles |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2017 |
Submission Date | January 19, 2017 |
Acceptance Date | January 12, 2018 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 8 Issue: 31 |