This research explores the link between food, culture, and migration by examining the Syrian food premises in Istanbul’s Fatih district -one of the most popular settlement areas for Syrian refugees in Turkey- by conducting semi-structured deep interviews (82 people) and participant observation. Rather than focusing on the refugee households, I concentrate on the public café-restaurants, food markets, delis, herbalists etc. as places of contestation and negotiation for Syrian people to construct new social/economic ties and to claim a right to the city. Social networks for Syrian migrants are of utmost importance because they struggle to build new lives in the metropolitan cities almost completely relying on their own social networks and financial capital. The food premises (mainly café-restaurants) in Fatih emerge as distinct places where we can trace the ways Syrian migrants build/maintain or transform social bonds, shared identities, cultural traditions, socio-economic ties, daily-life habits, consumption-production patterns and so on. However, these networks might also counteract as mechanisms of exclusion for Syrian migrants both hindering social cohesion with the receiving society and continuing the fellowship- kinship ties. My study offers field-driven discussion points to gain more insight into these intricate relationships among migrant foodways, socio-cultural integration and social networks.
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 2211-A Genel Yurtiçi Doktora Burs Programı ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) 100/2000 Burs Programı
I would like to express my gratitude to TÜBİTAK and YÖK for supporting my PhD research. I am also grateful to my advisor, my committee members, and my colleagues for their guidance and constructive criticism.
Bu makalenin amacı, 2011’deki savaş sonrası Fatih’te Suriyeli göçmenler tarafından yemek kültürü aracılığıyla inşa edilip yeniden üretilen ulusaşırı, değişken ve çoklu gastro-akışları incelemek ve bölgede göç sonrası meydana gelen toplumsal değişim sürecini anlamaya katkı sağlamaktır. Türkiye’ye göç eden Suriyeli grupların büyük çoğunluğu, geçici barınma merkezlerinde kalmak yerine daha iyi yaşam koşullarına erişebilmek amacıyla -neredeyse tamamen kendi beşeri, sosyal ve finansal sermayelerine güvenerek- İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlere göç etmiştir. Ülkedeki belirsizlikler ve güvencesizlik koşullarında açılan gıda işletmeleri, bir anlamda yeni mücadele ve müzakere alanları olarak Suriyeli göçmenlerin büyük kentsel merkezlerde kendilerine yeni bir alan açma çabasının somut göstergesi olarak öne çıkmaktadır. Bir yandan da kültürün önemli sembollerinden biri olan yemeğin çeşitli gruplar arasında kültürel uzlaşıyı mı yoksa kültürel çatışmayı mı daha fazla beslediği konusu tartışmaya açılmaktadır. Bu araştırmada sahadan elde edilen birincil veriler (82 kişi ile yarı-yapılandırılmış derinlemesine mülakat ve katılımcı gözlem) ışığında, bahsi geçen tartışma konularına dair güncel bulguların ve yeni bakış açılarının sunulması hedeflenmektedir. Böylelikle, mutfak kültürünün hem göçmenler hem yerleşik gruplar açısından taşıdığı anlamlar, göç ile yaşanan toplumsal dönüşümler ve kültürel bir sembol olarak yemeğin toplumsal kabul ve uyum sürecinde oynadığı roller ele alınmaktadır.
Suriyeli göçmenler göç mutfağı gastro-akış toplumsal bütünleşme sosyo-kültürel uyum göç ve yemek.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Articles (Thematic) |
Authors | |
Publication Date | July 19, 2023 |
Submission Date | March 31, 2023 |
Acceptance Date | June 10, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |