Ortaçağ’da Diyar-ı bekr bölgesinin en önemli şehirlerinden birisi de hiç şüphesiz Hasankeyf’tir. Roma/Bizans-Part/Sasani mücadelelerinin gerçekleştiği Dicle bölgesindeki Hasankeyf birbirine düşman devletler arasında sürekli el değiştirmiştir. Roma İmparatorluğu’nun burada küçük bir askeri garnizon oluşturmasıyla birlikte kale Roma’nın sınır karakol kalelerinden birisi olmuştur.
Hasankeyf, Müslümanların bölgeyi ele geçirmesiyle birlikte, altın çağını ilkin Artuklular döneminde yaşamıştır. Artuklular ile başlayan sanat, bilim ve imar alanındaki gelişmeler ve faaliyetlerle birlikte çevresindeki Erzen, Amid, Meyyafarikin ve Mardin ile yarışır hale gelmiştir. 1232 yılında Eyyubiler’in Hasankeyf’i ele geçirmesiyle birlikte altın çağını devam ettirmiş ve bölgenin nadide kentlerinden birisi haline gelmiştir.
Önce Artuklu sonrasında Eyyubilere başkentlik yapan şehirde, sultanın ikamet ettiği ve devletini yönettiği saray kalede yer almaktadır. Muhtelif yayınlarda kalede birisi “Büyük Saray” diğeri de “Küçük Saray” olarak isimlendirilen iki saraydan bahsedilmektedir.
Küçük Saray, kalenin oturduğu ve çevresine ve eteğindeki şehre hâkim bir yamaçta yer almaktadır. Günümüze sadece bir eyvanı kısmen gelebilmiş yapının Eyyubiler döneminde inşa edildiği söylenmesine karşın dönemin siyasi, askeri ve ekonomik ortamı incelendiğinde, ayrıca Eyyubiler döneminde sarayın olduğu mevkiye “Kırkız” denilmesi, sarayın aslında Artuklular döneminde inşa edildiğini göstermektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2022 |
Submission Date | October 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 23 |