XIII. yüzyıl başlarında Cengiz Han (1206-1227) tarafından kurulan Büyük Moğol imparatorluğu
aynı yüzyılın ortalarına gelindiğinde artık tek bir merkezden yönetilemeyecek kadar büyümüştü. Mengü
Han (1251-1259) Moğol imparatorluğu tahtına çıkınca, kardeşi Kubilay’ı Çin’e gönderirken, diğer kardeşi
Hülâgü’yü de batı fütûhatını yürütmek üzere İran’a tayin etti. Hülâgü (1256-1265)’nün 1256 yılında
beraberindeki Moğol boyları ile birlikte İran’a girmesiyle Yakındoğu’da Moğol hâkimiyetinin ikinci devresi
başladı. İlhanlı hükümdarları Yakındoğu coğrafyasına, bozkır coğrafyasında yüzyıllar içerisinde şekillenen
“tanrısal” ve “cihanşumul” (universal) bir hükümranlık telȃkkisinin vȃrisleri olarak gelmişlerdi. Bununla
birlikte, geldikleri bu yeni coğrafyada, Yakındoğu’nun kadim devlet geleneklerinin tesirine girmekte
gecikmediler. İlhanlı hükümdarları, özellikle 1295 yılında Gazan Han (1295-1304)’ın İslȃmiyet’i kabulünün
ardından, hükümranlık alanında yavaş yavaş eski İran ve İslȃm geleneklerini benimsediler. Bütün bu
gelişmeler neticesinde, İlhanlı hükümdar algısı, Yakındoğu coğrafyasında yaklaşık yüz yıllık bir süreçte
eski bozkır geleneklerinin vȃrisi bir “Moğol hanı”ndan, kadim Yakındoğu geleneklerinin temsilcisi bir
“İslȃm sultanı”na dönüştü. Çalışmada İlhanlı hükümranlık telȃkkisi ve hükümdar algısının Yakındoğu
coğrafyasında geçirdiği dönüşümün ayrıntıları ve arka planı incelenecektir.
The Great Mongol Empire founded by Genghis Khan (1206-1227) in the early part of the thirteenth
century had expanded too much by mid-century to be ruled from a single centre. When Möngke Khan
(1251-1259) acceded to the throne he sent his brother Kubilai to China and his other brother Hülegü to
Iran in order to further the conquests in the West. The second period of Mongol rulership in the Near East
began in 1256 with the entry of Hülegü (1256-1265) and the Mongol tribes into Iran. The Ilkhanid rulers
came to the lands of the Near East with the outlook of a “divine” and “universal” sovereignity that had
taken form in the steppe terrain for centuries. However, the local state traditions of the Near East rapidly
influenced them. The Ilkhanid rulers gradually adopted the old Iranian and Islamic traditions in the field of
rulership, especially after the acceptance of Islam by Ghazan Khan (1295-1304) in 1295. As a result of this,
the perception of the Ilkhanid sovereignity changed over the period of almost a century from the “Mongol
Khan” of the old steppe traditions into the “Islamic Sultan” representing the traditions developed in the
geography of the Near East. In this study, the details and background of the transformation in the style of
the Ilkhanid rulership and the perception of the ruler in the Near East will be examined.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 5 Issue: 1 |
MUJOT publishes scientific studies such as research articles, review articles; historiographic studies, archival and monographic source publications, scholarly translation and transcriptions, bibliography and chronologies, book and thesis reviews, interviews and obituary studies along with announcements about related subjects about Turkic World particularly in the fields of language, culture, literature, history, folklore, geography and art.