Kitle iletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte günümüz dünyasında insanlar dijital bir evrende yaşarlar.
Dijitalleşme ile anlık olarak bilgi akışı sağlanmakta, insanlar birbiriyle iletişim kurmakta, düşüncelerini
özellikle sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelere ulaştırmakta, çevrimiçi platformlarda
eğitim almakta ve daha birçok yönüyle fayda elde etmektedirler. Çoğu zaman bu dijital evrenin
olumlu yanları öne çıkarılsa da insan hayatını ve yönetim şekillerini -özelde demokrasiyi- derinden
etkileyen olumsuz yanları göz ardı edilmektedir. Kitle iletişim araçlarının ve internetin yaygınlaşmasıyla
birlikte demokratik kurumlar, kamusal alan ve siyasal süreçler, önemli dönüşümlere
uğramışlardır. Bu dönüşüm sürecinde sosyal medya, kamusal alan olarak görülmüş ve post-truth
(hakikat ötesi, alternatif gerçek, nitelikli yalan) ve popülizm gibi yeni siyaset yapma biçimleri ön plana
çıkmıştır. Bu da demokrasiyi zayıflatmıştır. Bu çalışma, dijitalleşmenin demokrasiler üzerindeki
etkilerini analiz ederek demokrasinin dijital çağda bir kriz içinde olduğunu savunmaktadır. Bu çerçevede
çalışmanın amacı, demokrasinin krizine yol açtığı düşünülen ana dinamikleri analiz etmek
ve dijital iletişim sistemlerindeki gelişmelerin bu dinamikleri nasıl şekillendirdiğini ortaya koymaya
çalışmaktır. Araştırma sorusu, “kitlesel iletişim araçlarının hızla geliştiği dijital çağda demokrasinin
bir kriz içinde olup olmadığı” üzerine odaklanmakta ve demokrasinin dijitalleşmenin etkisiyle karşı
karşıya kaldığı zorlukları irdelemeyi hedeflemektedir. Çalışma, eleştirel kuram yöntemiyle şekillendirilmiştir.
Bu yöntem ile demokrasinin dijitalleşme sürecinde karşılaştığı krizler ve dijital araçların
bu krizleri nasıl derinleştirdiği eleştirel bir bakış açısıyla analiz edilmeye çalışılacaktır. Araştırmada,
isegoria ve parrhesia ilkeleri ile demokrasi arasındaki ilişkinin sorgulanmasının ardından demokratik
kurumların değişen rolleri, kamusal alanın çözülüşü ve sosyal medyanın siyasal süreçlere etkisi
detaylı şekilde ele alınacaktır. Sonuç olarak dijital çağda demokrasinin bir kriz içinde olduğu öne
sürülmüş ve bu krizin, demokrasiye özgü parrhesia (doğruyu söyleme cesareti) ilkesinin yeniden
benimsenmesiyle aşılabileceği savunulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 14 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 16 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 20 Sayı: 67 - Dijital Çağda Siyaset |
Muhafazakar Düşünce Dergisi