12 Mart 1971 Muhtırası Türkiye siyasi hayatının önemli dönemeçlerinden birini oluşturur.
Yine de 27 Mayıs 1960 Darbesi ve 12 Eylül 1980 Darbeleri ile karşılaştırıldığında
hakkında yapılan çalışma sayısı şaşırtıcı derecede azdır. Bu azlığın bir sonucu olarak
12 Mart 1971 Rejimi döneminde sıkça tartışılan ancak bir türlü netice alınamayan
reform çabalarının ilk anda neden gündeme geldiği, neden uzun süreler tartışıldığı ve
sonuç olarak nasıl başarısız olduğu gibi sorular yanıtsız kalmıştır. Bu çalışma 12 Mart
1971 Muhtırası dönemine damgasını vuran güvenlik ve reform temalarından ikincisine
odaklanmaktadır. Bu çalışmadaki temel argüman 12 Mart 1971 Muhtırası sırasında ve
sonrasında gündeme gelen reform temasının esas itibariyle 27 Mayıs 1960 Darbesi
sonucu uygulamaya sokulan sosyal hakçı-Keynesçi hegemonya projesinden kopan
kitlelerin yeniden içerilebilmesi stratejisi olarak ortaya konduğudur. Ne var ki bu
reform stratejisi burjuvazinin çeşitli fraksiyonları, ordu üzerinde Genelkurmay Başkanı
Memduh Tağmaç ve Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay etkisi ve sağ siyasal aktörlerin
oluşturduğu güvenlikçi blok tarafından geri püskürtüldü. Dolayısıyla 12 Mart 1971
Rejimi içindeki tek hegemonyacı momenti oluşturma potansiyeline sahip olan reform
çabası akamete uğratıldı. Bu durum 12 Mart 1971 Rejiminin ulusal-popülere referansla
tâbi sınıflar nezdinde benimsenebilme olanağını da ortadan kaldırmış oldu. Böylece
12 Mart 1971 Muhtırası, söz gelimi 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 Darbelerinde
başarılmış olan kimi toplumsal kesimlerin desteğini alma noktasında başarısız oldu.
Toplumsal tabandan yoksun bir şekilde, bürokratik bir düzlemde, devletin kurumsal
mimarisi içindeki düzenlemeler ile yetinmek zorunda kaldı. Bu hegemonya kaybı
izleyen dönemde kitlelerin daha radikal sol ve sağ projelere savrulmalarına neden oldu.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles / Articles |
Authors | |
Publication Date | April 15, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 43 Issue: 1 |