Knee
osteoarthritis (OA) is a chronic, progressive degenerative disease with
accompanying joint pain, stiffness, and deformity. Knee OA is a common joint
disease, with an incidence of 30% of the population older than 60 years. In
patients with knee OA, high tibial osteotomy, unicompartmental or total knee
prosthesis may be used as a surgical treatment option. As a new technique,
proximal partial fibular resection, which is an easier and less invasive
surgical method than high tibial osteotomy and total knee prosthesis, has been
introduced. The aim of this study is to evaluate the femorotibial angle change
and lateral compartment height change calculated on the leg length graph in the
preoperative and postoperative 6th month of patients with proximal partial
fibular resection (PPFR), to compare the knee scores (VAS (Visual Analog Score)
and WOMAC (Western Ontario and McMaster Universities Osteoarthritis Index)) and
to show the effectiveness of the method. Patients operated between January 2017
and December 2017 were retrospectively screened. Eighteen patients (7 male, 11
female) who underwent PPFR were included in the study. The mean follow-up
period was 8.2 months (6-11 months). The mean age was 66.2 (56-72 years). Postoperative
PPFR patients showed decreased knee joint pain and improved varus alignment.
According to clinical and radiological parameters, postoperative changes
were statistically significant when compared with preoperative values. As a
result, we believe that PPFR can significantly reduce knee pain in varus
osteoarthritis, improve the radiographic appearance of the knee joint, delay
the need for total knee arthroplasty, and facilitate rehabilitation in the
postoperative period.
Diz osteoartriti (OA), eklem ağrısı,
sertlik ve deformitenin eşlik ettiği kronik, progresif bir dejeneratif
hastalıktır. Diz osteoartriti 60 yaşından büyük popülasyonun %30'unda görülme
sıklığı olan yaygın bir eklem hastalığıdır.Diz osteoartriti olan hastalarda
cerrahi tedavi seçeneği olarak yüksek tibial osteotomi, unikompartmantal veya
total diz protezi uygulanabilmektedir. Günümüzde yeni bir teknik olarak, yüksek
tibial osteotomi ve total diz protezine oranla daha kolay ve daha az invaziv
bir cerrahi tedavi yöntemi olan proksimal parsiyel fibular rezeksiyon gündeme
gelmiştir. Çalışmamızdaki amacımız; proksimal parsiyel fibular rezeksiyon (PPFR)
hastalarının preoperatif ve postoperatif 6. aydaki bacak uzunluk grafisi
üzerinden hesaplanan femorotibial açı değişimini ve lateral kompartman
yükseklik değişimini değerlendirmek, diz skorlarını VAS (Vizüel Analog Skor) ve
WOMAC (Western Ontario and McMaster Universities Osteoarthritis Index)
karşılaştırmak ve yöntemin etkinliğini göstermektir. Ocak 2017 ile Aralık 2017
arasında opere edilen hastalar retrospektif olarak tarandı. PPFR uygulanan 18
hasta (7 hasta erkek, 11 hasta kadın) çalışmaya dahil edildi. Hastaların
ortalama takip süresi 8.2 ay (6-11 ay) olarak belirlendi. Ortalama yaş 66.2
(56-72 yaş) idi. PPFR yapılan hastalarda postoperatif dönemde, diz eklem
ağrısında azalma, varus diziliminde düzelme gözlenmiştir. Klinik ve radyolojik
parametrelerde; preoperatif değerlerle karşılaştırıldığında postoperatif
değişim istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Sonuç olarak; PPFR, varus
osteoartritindeki dizde ağrıyı önemli ölçüde azaltabileceği, diz ekleminin
radyografik görünümünü iyileştireceği, total diz artroplastisine olan ihtiyacı
geciktirebileceği, postoperatif dönemde
rehabilitasyonu kolaylaştırabileceği kanaatindeyiz.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Surgery |
Journal Section | Original Article |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2019 |
Submission Date | December 12, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 6 Issue: 3 |