Eski uygarlıklarda tıp hem beceri isteyen saygı duyulan hem de uluslararası bir uğraş olarak tanımlanmaktadır. Genel olarak eski uygarlıklarda tıp etkinliği incelendiğinde Hekimler arasında bir hiyerarşi olduğu çoğunun erkek ancak bilinen bazı kadın hekimlerin de var olduğu onlara ödenecek ücretin alınacak hizmetin niteliği ve hizmet veren hekimin konumuna bağlı olduğu öğrenilmektedir. Eski uygarlıklarda hastaların iyileştirilmesinde kapsamlı ve bütüncül bir yaklaşım sergilenmektedir. Gerçek tedavi, büyü sihir diğer ritüellere gerek duymayanlar için kullanılmıştır. Psikolojik tedaviler büyü, sihir ve tedaviye yönelik ritüelleri kapsamaktadır. Hastalığın iyileştirilmesi bu iki grup tedavinin bir arada sunulması ile mümkün olmuş şifa için inançtan destek alınmıştır. İnsanlık tarihinin ilk hekimleri de psikoterapi yöntemi kullanan rahip hekimlerdir. Din adamları ve hekimleri birbirinde ayıran ince bir çizgi olsa da onlarda hastaları birlikte tedavi etmek için zaman zaman işbirliği içinde olmuşlardır. Hastalar da tedavi öncesi teşhis için bu uygulamalara katlanmış tedaviye ilişkin çabalar yanında duaya başvurmuş, dini ritüelleri yerine getirmede önderlerini izlemişlerdir. Tedavi amaçlı olmak bakımından şükür ve büyünün kişinin inançları ile gerçekleştirildiği ibadet, şükran ve sabır duygusunun ön plana çıktığı dualar birbirinden farklıdır. Bu noktadan bakıldığında eski uygarlıklarda hastanın bütüncül bir tedavi yaklaşımı ile ele alındığına kanıtlar bulmak olasıdır. Beden, akıl ve ruh (spirit) arasında çok sıkı bir ilişki olduğunu kabul eden bireysellik üzerine odaklanan holistik bakım felsefesinde, insanın her boyutunun kendine özgü tek olmakla birlikte aynı zamanda birbirine bağlı olduğu vurgulanmaktadır. Bütünlük değeri kişisel gelişim ve sağlık için önemli bir kavram olarak tanımlanırken bütüncül yaklaşımla tedavi ve şifa sağlama tıbbın kurucu Hippocrates’e kadar gitmektedir. Bireye bütüncül yaklaşımın önemli olduğunu fiziksel rahatsızlıklar yanında hastalıkların ruhsal etkilerine bakılması gerektiğini vurgulamaktadır. “bir kişinin ne çeşit hastalığı olduğunu bilmektense ne çeşit bir kişinin hasta olduğunun bilmek daha önemlidir” aforizması holistik yaklaşımı açıklar niteliktedir. Holistik bakım felsefesinde; bütüncül tanı ve teşhisin yanında bütüncül tedavi yaklaşımında birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Eski uygarlıklarda vurgu yapılan bugün spritüel bakım/yaklaşım olarak tanımladığımız şifa vericilerin, duanın ve inançların kişilerin ihtiyaçlarına göre tedavi sürecine dahil edilmesi tamamlayıcı tıp uygulamalarında büyük önem kazanmaktadır. Einstein “Bütünlüğün ele alınması sorunun bir sistem bağlamında ele alınmasını zorunlu kılar. Ancak bu yaklaşımla yaşam ve onunla ilintili bağlar algılanabilir. Böyle görmek bir tür şifa bulmak olarak adlandırılabilir” demektedir
In ancient civilizations, “medicine” was considered an occupation which requires certain skills and is respectable. When “medical” activities in ancient civilizations are examined from a broader perspective sense, the following conclusions can be reached: there was a hierarchy among doctors; most of them were males although a few females were also practicing medical treatments and examinations; and they were paid according to the quality of the service they provided and their hierarchical status. While treating the patients in ancient civilizations, a comprehensive and holistic approach was used. Scientific treatments were applied to those who did not prefer certain rituals, spells and magic to recover from their illnesses. Treatments of psychological problems involved mainly magic, spells and treatment-specific rituals. However; most of the treatments were successful only through the application of both types of treatment, and when “belief” is used to support these treatment methods. The first healers in the history were clergymen who mainly used psychotherapy method for treatment purposes. Although there is a fine line that distinguishes doctors from clergymen, they have collaborated to treat patients from time to time in the history. Patients also agreed to accept these practices applied for diagnosis purposes before the treatment. Even they prayed and took part in religious rituals by following their leaders. When this situation is considered, it is possible to find evidence showing that the patients of ancient times were treated by applying a holistic treatment approach. Holistic nursing philosophy mainly focuses on individuality, which suggests that there is a firm relationship between body, mind and spirit. It also emphasizes that each dimension of individuals is unique but at the same time related to each other. While integrity value is considered to be significant for personal development and health in today’s world, healing and treating through a holistic approach dates back to Hippocrates, the founder of medicine. In addition, it suggests that not only physical problems, in which holistic approach to individual is important, but also diseases should be examined with regards to their effects on our psychology. The aphorism stating “it is more important to know what kind of person is ill rather than what kind of disease an individual has” is a clear explanation for holistic approach. Highly respected and valued in ancient civilizations and defined as spiritual nursing / approach in today’s world, the fact that healers, prayers and beliefs have been involved in treatment processes according to the needs of the individuals are crucial in medicinal practices. Einstein states: “dealing with integrity requires that the question should be focused on with respect to the system. However; it is possible to perceive life and other connections to it with this approach, which might be considered as “being healed”
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Lokman Hekim Journal 2013; Supplement |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
Periodical scientific publication of Mersin University School of Medicine. Can not be cited without reference. Responsibility of the articles belong to the authors
Ayşegül Tuğuz
from composition of İlter Uzel named “Dioscorides and his Student
Address
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Çiftlikköy Kampüsü
Yenişehir / Mersin