The Republic of Türkiye is one of the countries with the lowest tuberculosis frequency in its region, and this success is due to the significant efforts implemented in our country to date. The spread of tuberculosis accelerated rapidly in crowded human communities after the industrial revolution and became the leading cause of death from the early 1800s. The first studies against the disease started during the Ottoman Empire, and after the establishment of the Republic, important advancements were gathered on the diagnosis, treatment and prevention of tuberculosis. Our fight against tuberculosis took its place in the opening speech of the Great Leader Mustafa Kemal Atatürk's first legislative year and was mentioned among the diseases that should be taken under control as soon as possible. Dr. Refik Saydam, Atatürk's close friend in arms and one of the first health ministers of the republic implemented substantial laws to combat tuberculosis and spread tuberculosis dispensaries throughout the country, ensuring that opportunities for the diagnosis and treatment of tuberculosis were effectively delivered to the public. Dr. Saydam, who was also one of the founders of the Turkish Microbiology Society, laid the foundations of the great contributions of Turkish Microbiologists to the national fight against tuberculosis in the 1930s. As a result of international collaborations, the first "Tuberculosis Research Center" was established in Istanbul in 1952 by the World Health Organization; Refik Saydam Hygiene Institute produced the BCG vaccine and tuberculin skin test using the vaccine strain that was received from the Pasteur Institute in the 1920s. In the medical faculties of our country, unforgettable teachers such as Dr. Nabi Kastarlakoğlu, Bedri Noyan, Ziya Öktem and Ekrem Kadri Unat educated future physicians about tuberculosis and also produced important publications in this field. Many more heroes with our tuberculosis war, whose names will be remembered with mercy and gratitude, informed the public about tuberculosis with the books, magazines, and posters they published, and the radio and newspaper news they published, in addition to their hard work. This article was written to briefly commemorate the efforts of those heroes who devoted their lives to our country's fight against tuberculosis.
Türkiye Cumhuriyeti, bölgesinde en düşük tüberküloz sıklığına sahip ülkelerden olup bu başarının altında, ülkemizde günümüze kadar uygulanan önemli çabalar bulunmaktadır. Sanayi devrimi sonrası kalabalıklaşan insan topluluklarında tüberkülozun yayılımı çok hızlanmış ve 1800’lü yılların başından itibaren başlıca ölüm nedeni haline gelmiştir. Hastalığa karşı ilk çalışmalar Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlamış ve Cumhuriyetin kurulması sonrası tüberkülozun tanı, tedavi ve önlenmesi adına önemli adımlar atılmıştır. Veremle olan mücadelemiz, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk yasama yılı açış konuşmasında yerini almış ve bir an evvel kontrol altına alınması gereken hastalıklar arasında zikredilmiştir. Atatürk’ün yakın silah arkadaşı ve cumhuriyetin ilk sağlık bakanlarından olan Dr. Refik Saydam, veremle mücadele için önemli kanunları çıkartmış ve verem savaş dispanserlerini ülke sathına yayarak tüberkülozun tanı ve tedavisi ile ilgili olanakların halka etkin bir şekilde ulaştırılmasını sağlamıştır. Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti’nin kurucularından da olan Dr. Saydam, Türk mikrobiyologlarının ulusal verem mücadelesine sunduğu büyük katkıların temellerini 1930’lu yıllarda atmıştır. Uluslararası iş birlikleri sayesinde Dünya Sağlık Örgütü ilk “Tüberküloz Araştırma Merkezi” 1952 yılında İstanbul’da kurulmuş; Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitü’sü ise 1920’lerde Pastör Enstitüsü’nden almış olduğu aşı suşunu kullanılarak BCG aşısı ve tüberkülin deri testini üretmiştir. Ülkemizin tıp fakültelerinde Dr. Nabi Kastarlakoğlu, Bedri Noyan, Ziya Öktem ve Ekrem Kadri Unat gibi unutulmaz hocalar geleceğin hekimlerini verem hakkında eğitirken bu alanda önemli eserlere de imza atmışlardır. İsimleri rahmet ve minnetle hatırlanacak daha birçok veremle savaş kahramanı mesailerine ek olarak çıkardıkları kitap, dergi ve afişler ile ve yayınladıkları radyo ve gazete haberleri ile halkı tüberküloz hakkında bilgilendirmiştir. Bu yazı, hayatını ülkemizin veremle savaş mücadelesine adayan kahramanların gösterdiği çabalarının kısaca yâd edilmesi amacıyla kaleme alınmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Social Determinants of Health |
Journal Section | Review |
Authors | |
Publication Date | December 26, 2023 |
Submission Date | December 11, 2023 |
Acceptance Date | December 14, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 13 Issue: Sanat ve Tarih Penceresinden Tüberküloz - 100.Yıl Özel Sayısı |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
Periodical scientific publication of Mersin University School of Medicine. Can not be cited without reference. Responsibility of the articles belong to the authors
Ayşegül Tuğuz
from composition of İlter Uzel named “Dioscorides and his Student
Address
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Çiftlikköy Kampüsü
Yenişehir / Mersin