Dünya genelinde iklimle ilgili davaların sayısındaki artış ve Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'na yakın zamanda taraf olmasıyla birlikte, ülkenin önümüzdeki yıllarda bu tür davaların sayısında artışla karşı karşıya kalması kaçınılmazdır. İklimle ilgili davaların önemli bir kısmının idari makamların gerekli düzenleyici ve bireysel tedbirleri almamasından kaynaklandığı düşünüldüğünde, bu davaların büyük bir kısmının idari yargı sistemi içerisinde iptal davası olarak açılacağını öngörmek makul olacaktır. İdare mahkemeleri bu davaları incelerken hem ön inceleme gerekliliklerini hem de esasa ilişkin konuları kapsayan bir dizi zorlukla karşılaşacaktır. Ön inceleme aşamasındaki başlıca sorunlardan biri başvurucuların hukuki durumuyla ilgilidir. Küresel olarak, bu davalar genellikle genç nesiller ve potansiyel mağdurlar tarafından, başvuru sahibinin yerle olan bağlantısına bakılmaksızın, gelecekte meydana gelebilecek potansiyel - belirsiz zararlar nedeniyle açılmaktadır. İhlale neden olan idari eylem ile davacıların menfaatleri arasındaki ilişkiyi kabul etmek, idari içtihat hukuku göz önüne alındığında zordur. Türkiye'de bir iklim davasının kabulü için gerekli olan menfaat ihlali şartının sağlanıp sağlanmayacağı henüz belli değildir. Bu çalışma, iklim değişikliği ile ilgili iptal davalarında dava açma hakkı, özellikle de menfaat ihlali konusunu insan hakları konuları ile birlikte ele alma fırsatlarını incelemeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle, iklim değişikliği davalarının idari yargıyı kamu yararı davaları ve nesiller arası adalet için daha erişilebilir hale getirmesi gerektiği iddiaları, idare mahkemelerinin çevre davalarındaki içtihatları ve bazı ulusal mahkemelerin iklim davalarındaki yaklaşımları dikkate alınarak tartışılacaktır.
Coupled with the growing number of climate-related lawsuits worldwide and Turkiye's recent becoming a party to the Paris Climate Agreement, it is evident that the country will inevitably be confronted with an increased number of such cases in the years ahead. Considering that a significant proportion of climate-related cases arise from administrative authorities' failure to undertake the necessary regulatory and individual measures, it is reasonable to anticipate that the majority of these cases will be filed as annulment actions within the administrative court system. Administrative courts will face a host of challenges when reviewing these cases, encompassing both preliminary review requirements and substantive matters. One of the primary concerns during the preliminary review phase pertains to the legal standing of the applicants. Globally, these cases are often filed by younger generations and potential victims due to potential – uncertain harms that may occur in the future, regardless of the applicant's connection to the location. Acknowledging the relationship between the administrative action causing the violation and the interests of the plaintiffs is difficult, considering administrative case law. In Türkiye, it is not yet clear whether the necessary requirement of an interest violation for the acceptance of a climate case will be met. This study aims to examine the opportunities to address the issue of standing to sue, specifically violation interest in annulment actions related to climate change together with human rights issues. Therefore, claims that climate change litigation should make administrative justice more accessible to public interest cases and intergenerational justice will be discussed, considering the case law of administrative courts in environmental cases and the approaches of some national courts in climate cases.
administrative juristiction standing to sue violation of interest climate change Legitimate-personal-actual interest
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Environmental Law |
Journal Section | Araştırma Makaleleri (Research Articles) |
Authors | |
Early Pub Date | July 18, 2024 |
Publication Date | August 30, 2024 |
Submission Date | October 30, 2023 |
Acceptance Date | January 30, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 7 Issue: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.