Bu çalışmada Sultan Abdülmecid’in 1846 senesindeki Rumeli seyahatinin gerçekleşmesinin farklı veçheleri analiz edilmekte, bu seyahatin Ortodoks Bulgar halkı üzerinde yarattığı etki değerlendirilmekte ve Bulgar toplumunun kendini algılama biçimini şekillendirmesi bakımından uzun vadedeki büyük etkisinin izleri sürülmektedir.
Makalede, Abdülmecid’in Rumeli’ye yaptığı seyahat, selefi II. Mahmud’un 1830’larda
yaptığı memleket gezilerinin önemi de hesaba katılarak, geniş bir bağlamda ele alınmıştır.
Abdülmecid’in 1846’daki Rumeli gezisi, II. Mahmud’un 1826’da Yeniçeri ocağını kaldırmasının ardından “hükümdarın görünürlüğünü” daha da arttırmak için benimsediği
yeni “seyahat siyaseti” bağlamında incelenmektedir. Osmanlı başkentinde, vilayetlerde
ve ilki 1836’da olmak üzere yurtdışında da yapılan, özellikle yıllık veladet ve cülus günü
kutlamalarıyla kendini gösteren bu yeni süreç, görüşümüze göre, özellikle gayrimüslim
tebaanın sadakatini kazanmayı hedefleyen yeni bir tarz merkezileşme metodunun tezahürüydü. Bu süreç, Osmanlı hükümdarı ve tebaası, toplumunun merkezi ve çevresi
arasında (Gayr-i Müslimleri de kapsayan) inanç ve evrensel hükümranlık kavramları
ve pratiklerine dayanan yeni etkileşim imkanlarını da beraberinde getirdi. Temelinde
tanzim edilebilir simgeler üzerinden anlamlanan bu etkileşim imkanlarının daha önce
pek de eşi benzeri yoktu. Merkezin yerele getirdiği ve gittikçe çeşitlenen kutlamalarla,
gayrimüslimler ve hükümdar arasında dikey sadakat bağları yaratıldı. Söz konusu bağlar,
19. yüzyılın ortalarında en az yirmi otuz yıl kadar gayet başarılı bir şekilde kurulmaya
devam etti. Yine bu bağlar ortak çıkarların dile getirilmesi ve cemaate ilişkin taleplerin
billurlaştırılmasında hayati bir zemin teşkil etti. Son tahlilde bu çalışma, 19. yüzyılın
ortalarında Osmanlı İmparatorluğu’nda modernitenin doğası ve gelişimi ile halk düzeyindeki etnik milliyetçi düşünce zihniyeti üzerine yapılan çalışmalar için yeni bir çerçeve
çizmeye çalışacaktır.
This article analyzes various aspects of the complex staging of Abdülmecid’s
1846 tour of Rumelia, evaluates the immediate response it elicits from local Orthodox
Christian Bulgars, and traces its momentous long-term impact on the shaping of the
Bulgar community’s self-conception. The article places Abdülmecid’s tour within the
larger context of his predecessor’s groundbreaking series of imperial tours of the 1830s,
and the still larger context of Mahmud II’s far-reaching shift towards ruler visibility
after his destruction of the Janissaries in 1826. This overarching process, which relied
crucially on the annual royal birthday (veladet) and accession-day (cülus) celebrations
in the Ottoman capital, the provinces, and abroad (first held in 1836), began, in
the author’s view, as yet another type of centralization – of subject (especially, nonMuslim) loyalties. It created an unprecedented avenue for direct regularized symbolic
interaction between the ruler and the ruled, core and periphery of Ottoman society
on the basis of innovative conceptions and practices of (inclusive) faith and (universal) kingship. Among non-Muslims, the broadening range of local celebrations of
the center forged vertical ties of loyalty to the monarch, which were quite successful
for at least two or three decades in the mid-nineteenth century. At the same time, it
provided a vital venue for the expression of communal interests and the crystallization
of communal agendas.
In the final analysis, this article lays out in broad strokes a new framework for the
study of the advent and nature of modernity and the ethnonational mindset at the
popular level in the mid-nineteenth-century Ottoman Empire.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 15, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 |