Klasik Türk müziğinin 17. yüzyıl ortalarından itibaren önceki dönemlerden farklı bir anlayışla yeniden şekillendiği yaygın bir biçimde iddia edilmektedir. Bu tarihten günümüze kadar uzanan musiki geleneği ile akademik literatürde ‘önceki gelenek’ olarak adlandırılan 15. yüzyıl müziğinin repertuarları arasında bugüne değin hiçbir bağ kurulamamış, başta Abdülkadir Merâgî olmak üzere 15. yüzyıl bestecilerine ait olarak bilinen eserlerin artık kaybolmuş olan kadim gelenekle irtibat kurmak amacıyla sonradan bestelenip eski meşhur bestekârlara atfedildiği ileri sürülmüştür. Bu makalede Merâgî adıyla günümüze gelmiş olan Mahur Kâr’ın en az beş asırlık bir geçmişe sahip olduğu delilleriyle ortaya konmaktadır. Kadim gelenekten günümüze ulaşabilmiş tek sözlü eser örneği olan Mahur Kâr’ın farklı nüshaları üzerinden yürütülen ayrıntılı bir analiz neticesinde Türk musikisinin tarihsel dönüşümüne ilişkin literatürdeki birçok argüman yeniden değerlendirilmekte ve 17. yüzyılda Osmanlı
kültür sahasında şekillenen musiki anlayışının 15. yüzyılın klasik repertuarıyla bağları ilk kez somut bir biçimde ortaya konmaktadır.
Klasik Türk Müziği Gelenek Repertuar İcra Aktarım (meşk) Classical Turkish Music Tradition Repertoire Performance Transmission (meşk)
It has been commonly argued that classical Turkish music was reshaped from the middle of the 17th century onwards with a different style from earlier periods. No connection has so far been established between the repertoires of this tradition, which have survived to our present time, and the 15th-century music which is referred to in the academic literature as the ‘antecedent tradition’. It is claimed that the existing melodies that are said to belong to 15th-century composers, especially Abd al-Qadir al-Maraghi, were composed much later and attributed to earlier famous composers in order to establish a connection with the ancient tradition, which had become obsolete by that time. This article demonstrates that Mahur Kâr, a piece that has reached our time as a Maraghi composition, is at least five centuries old. Through a detailed analysis carried out on different copies of Mahur Kâr, the only vocal piece surviving from the ancient tradition, it revisits a number of arguments in the literature regarding the historical transformation of Turkish music. A concrete link between the music that took shape in the Ottoman cultural sphere during the 17th century and the classical repertoire of the 15th century is established for the first time.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 60 |