20 yüzyıl ve 21. yüzyıl başlangıçları itibariyle birbirine çok benzemektedir. Bu benzerliğin ana teması, özellikle bilim üretme yöntem ve biçimleri üzerine ciddi eleştirilerin geliştirilmiş olmasıdır. Aydınlanma döneminden başlayarak, "burada A'dan Z'ye her şey var" denilerek gelinen aşama ile gurur duyulması ifadesinden başlayarak, Kant'ın "Ebedi Barış Üstüne" yazısı ile oldukça iyimser bir hava oluşan Avrupa'da bilim ve teknolojinin sağladığı imkânlarla artık savaşların sona erdiği ve insanoğlunun aklını kullanarak sürekli barış halinin hüküm sürdüğüne olan özgüven, Edward Hallet Carr'ın "Yirmi Yıl Krizi" adlı kitabında anlattığı üzere, Avrupa'nın romantik idealizm ile bir yere varamayacağını oldukça katı bir realist tutum ile ortaya koymuştur. Ayrıca bu iki dünya savaşının sadece birtakım politikacıların hırsları ya da kibirleriyle anlaşılamayacak bir durum olduğunu, asıl önemli olanın kurulan barışın kendisini ve dayandığı temelleri sorgulamak gerektiğini ifade etmiştir. Thomas Kuhn'un bilim paradigmasına yönelttiği ciddi eleştiriler de dikkate değerdir. Aynı zamanda 21. yüzyıl başında Einstein, Bohr ve Heisenberg'in kuantum fiziği ile ilgili çalışmaları Newton mekaniğini derinden sarsmaya başlamıştır. Geldiğimiz 21. yüzyıl başında ise bağlantısallık/bütünsellik bağlamında yeni bilim ve yeni kültür anlayışları ile daha da derin eleştiriler yöneltilmeye başlanmıştır. Artık tek boyutlu ve tek medeniyetli bir dünya anlayışı radikal bir tavır olarak görülmeye başlanmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Historical Studies (Other) |
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 3 Issue: 1 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License