Yukarı Dicle Havzası’nda arkeolojik araştırmalar son yirmi yılda Ilısu Barajı ve
HES Projesi kapsamında yürütülmüştür. Yaklaşık 100-300 yıllık bir boşluk sonrasında
bölgede MÖ 23. yüzyılda yeniden yerleşildiği belirlenmiştir. Salat Tepe’de açığa çıkan
iri kireçtaşı kayalardan oluşan yüksek taş temelli bir yapı, temelleri iri dere taşları ile
inşa edilmiş tek mekânlı konutlardan farklıdır. Dar sokakların çevrelediği yapı, güneyindeki iki kerpiç teras ile de ilişkilidir. Yapının güney girişi K11 açmasındaki güney
teras yüzeyine iki sıra halinde dizilmiş çakıl taşları ile belirgin hale getirilmiştir. Yapının
güney duvarının dış yüzüne inşa dilen bir kil platform giriş kapısına kadar uzanmaktadır. Kapının açıldığı giriş odasının (L11/049/M) doğusundaki diğer kapıdan tabanı
beyaz sıvalı kerpiç döşenmiş mekâna geçilmektedir (L11/041/M). Tabana açılmış bir
kil sıvalı çukurun büyük bir kabın yerleştirilmesinde kullanıldığı düşünülmektedir.
Giriş odasının batısında, taş basamakları bulunan dar bir kordidor yoluyla ikisi dar
(L11/046/M ve L11/052/M), biri geniş (L11/066/M) üç birimden oluşan güney depoları
yer almaktadır. Batıdaki birim (L11/066/M) çift pervazlı bir kapı ile koridora bağlanmakta, batısındaki ikinci kapı, dışarıdan ulaşımı sağlayan kil basamaklı bir merdivenle
ilişkilidir. Yapının kuzey bölümü birbirine geçişi olan üç odadan oluşmaktadır. Batıdaki
küçük odanın (L11/123/M) kemerli kapısı batı ve kuzey duvarlarında kil sekileri olan
odaya (L11/135/M) geçiş sağlamaktadır. Bu odanın kuzeye ve yapının en büyük odasına
açılan kapıları bulunmaktadır. Yapının büyük odasının (L11/125/M) çift pervazlı kapısı
geç evrede kurbanlarla kapatılmış ve nişe dönüştürülmüştür. Yapının bir deprem ve
yangın ile tahrip olduğu anlaşılmıştır.
Oda L11/135/M içindeki sekiler yiyecek hazırlama ya da depolama kaplarının yerleştirilmesinde, sıvalı bölmenin de sıvı depolamada kullanılmış olabileceği
düşünülmektedir. Taban üzerinde ele geçen bir minyatür kap ile pişmiş toprak araba modeli, ritüel faaliyetleri çağrıştırmaktadır. Oda L11/041/M tabanındaki kap yerleştirme yerinin su küpü konulmasına yaradığı önerilebilmekle birlikte, bağlantılı olduğu
teras üzerindeki çok sayıda küçük çukurun varlığı da göz önüne alındığında, bu çukura
yerleştirilen kabın bir libasyon aracı olarak kullanılması da olasıdır. Oda L11/125/M
duvarındaki nişin de sunularda kullanılmış olabileceği düşünülmektedir. Yapının planı
Mezopotamya kentlerinden bilinen tapınaklara göre alışılmamış bir biçime sahiptir.
Buna karşın, Tell Beydar’daki Tapınak D gibi, Yukarı Habur Havzası’nda açığa çıkan
bazı tapınaklar da Mezopotamya tapınak mimarisinden farklıdır.
Salat Tepe 5. tabaka yapısından alınan radyokarbon tarihleri (MÖ 2150-2050),
üzerine kurulduğu 6. tabaka yapısı için terminus ante quem oluşturmaktadır. Bu tarihler
Hirbemerdon IIIA evresinin kalibre edilmiş tarihleri (MÖ 2210-2010) ile uyumludur.
Kavuşan Höyük IX, Ziyarettepe E-6 ve Üçtepe 12-13 yerleşmelerinde de Salat Tepe
yapısındaki Kırmızı-Kahverengi Boya Astarlı kapların erken biçimleri açığa çıkmıştır.
Bu tabakalarındaki seramik koleksiyonlarında Standart seramik, Boya Astarlı Tarak
Bezemeli kaplar, Cezire Gri seramiği, üçgen tutamaklı Pişirme Kapları ile Koyu Ağızlı
Portakal Rengi çanaklar bir arada bulunmuştur. Benzeri koleksiyonlar Yukarı Habur
Havzası çağdaş yerleşimlerinde Erken Cezire 4a-c (MÖ 2340-2150) evrelerine yerleştirilmektedir. Kırmızı-Kahverengi Boya Astarlı kaplar Akkad Dönemi başından itibaren
Yukarı Dicle Havzası’nın yerel üretimidir. Metalik seramik MÖ 23. yüzyıla tarihlenen
Erken Cezire 4b kontekstlerinde ortaya çıkmaktadır. Geç Akkad Dönemi imparatoru
Naramsin bölgeyi yeniden yerleşime açmış, böylece hem Toros Dağları’nı kontrolü
altına almış, hem de imparatorluk için tahıl üretmiştir. Yukarı Habur Havzası’nın aksine,
Yukarı Dicle Havzası’ndaki maddi kültür Orta Tunç Çağı boyunca sürmüştür.
The Upper Tigris region has been archaeologically researched in the frame of the
Ilısu Dam and HEP Project in the last decades. Following a gap of 100-300 years, the
region has been resettled in the 23rd century BC. A building with high stone foundations constructed by large limestone blocks uncovered at Salat Tepe differs from the
single-room dwellings with pebble stone foundations. The building is surrounded by
narrow paths, and is associated with two mudbrick terraces to the south. The southern
entrance of the building is marked by two rows of pebble stones on the southern terrace in Trench K11. A mud bank along the southern wall ends with a door leading to
an entrance hall (L11/049/M). To the east of the entrance hall, another door leads to a
room paved with white plastered mud bricks (L11/041/M). A plastered pit placed into
this floor seems to have been used for placing a large vessel. To the west of the entrance
hall, southern storages composed by two narrow (L11/046/M and L11/052/M) and one
large (L11/066/M) units are accessed through a narrow corridor associated with a stone
stairway. The westernmost storage room (L11/066/M) has an access through a double
framed door to the corridor, and a door associated with a clay stairway at the western
wall provides an access from the outside. The northern part of the building is composed
by three rooms having access to eachother. The small room to the west (L11/123/M) has
an arched doorway at the eastern wall, leading to another room with clay banks attached
to its western and southern walls (L11/135/M). This room has an access to the north and
to the largest room of the building (L11/125/M). The double framed door of the large
room is “closed” by offerings in a later phase, forming a niche. The building seems to
have suffered an earthquake and fire.
The banks in Room L11/135/M may have been used for preparing food or for
placing storage jars, and the plastered part for handling or storing liquids, though, a
miniature vessel and a terracotta model of an oxchart found among the debris might also
indicate ritual performance. The vessel stand placed into the floor of Room L11/041/M might have been used for storing water; however, the vessel might well have been a
libation facility, associated with the terraces bearing various small shallow pits. Also
the niche in Room L11/125/M might have been used for offerings. The building has
an atypical plan for an interpretation as a temple; however, the layout of some temples
uncovered in the Upper Habur region have also no characterists of Mesopotamian temple architecture, such as the Temple D at Tell Beydar.
The calibrated radiocarbon dates of 2150-2050 BC from the subsequent Level 5 at
Salat Tepe is a terminus ante quem for Level 6, contemporary with the calibrated dates
of 2210-2010 BC from Hirbemerdon IIIA. The earlier forms of the standard Red-Brown
Wash Ware appear in also in Kavuşan Höyük IX, Ziyarettepe E-6 and Üçtepe 12-13.
The pottery assemblages including the Plain Simple Ware, Combed wash ware, Jezirah
Grey Ware, cooking pots with triangular lugs, and the Dark Rimmed Orange Bowls
are known from contemporary levels of the Upper Habur Region in Early Jezirah 4a-c
(2340-2150 BC). Dark Rimmed Orange Bowls are local produced vessels in the Upper
Tigris region even in the beginning of the Akkadian period. The Metallic Ware appears
in the Early Jezirah 4b contexts in the 23rd century BC, the Late Akkadian period under
Naramsin. The emperor resettled the region, probably in order to control the Taurus
range and to produce crops for the empire. Contrary to the change attested in the Upper
Habur region, the material culture of the Upper Tigris region continues throughout the
Middle Bronze Age
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | May 1, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 25 |