Ibn Khaldun has a well-deserved reputation in both Western and Eastern science world with his ideas about nearly all disciplines in the field of social sciences, and more importantly, with his scientific and realistic approach. It is an underestimation that Ibn Khaldun, who draws attention with his ideas about sociology in his work Muqaddimah, is considered one of the pioneers of sociology. He declared that he founded a new field of science five centuries before Auguste Comte, who named the science of sociology and is said to be its founder, and called it “ilm-i umran” (science of society), which is almost the exact equivalent of sociology. He build a special terminology for this new field, with terms such as umran, asabiyyah, bedouinism, and hadarism which contents he determined in a unique way. Thus, with the attitude of a compenent sociologist, he analyzed the society, searched for what social is, and nearly all the facts related to them, using the methods and principles close to today’s sociology. Ibn Khaldun, who stands out with his identity as a jurist of both a practitioner and doctrinaire, has studied law within the framework of the science he founded. He approached the phenomenon of law from a social and political point of view. He dealt with the legal concept and practice of the society he lived in, in an objective and critical way in line with the methods and approachment he adopted in other disciplines.
İbn Haldun sosyal bilimler alanındaki neredeyse bütün disiplinlere ilişkin ileri sürdüğü fikirlerle ve bundan daha da önemlisi bilimsel ve gerçekçi yaklaşımıyla gerek Batı gerekse Doğu bilim dünyasında haklı bir şöhrete sahip bulunmaktadır. Özellikle Mukaddime adlı eserinde sosyolojiye dair ortaya koyduğu fikirlerle dikkat çeken İbn Haldun’un, sosyolojinin öncülerinden biri olarak kabul edilmesi eksik bir değerlendirmedir. O, sosyoloji biliminin ismini veren ve kurucusu olduğu söylenegelen Auguste Comte’tan beş asır önce yeni bir bilim kurduğunu ve buna sosyoloji isimlendirmesinin neredeyse tam karşılığı olan “ilm-i umran” adını verdiğini ilan etmişti. Bu ilim için umran, asabiyet, bedevilik, hadarilik gibi içeriklerini özgün biçimde belirlediği terimlerle özel bir terminoloji inşa etmiştir. Böylece yetkin bir sosyolog tavrıyla toplumu, toplumsal olanı ve bunlarla ilintili olan hemen hemen tüm olguları, günümüz sosyolojisine yakın yöntem ve ilkelerle tahlil etmiştir. Kadılık ve hukuk hocalığı yapması nedeniyle uygulayıcı ve doktrinci olarak hukukçu kimliğiyle de öne çıkan İbn Haldun, kurduğu bilim çerçevesinde hukuku incelemiştir. Hukuk olgusuna daha ziyade toplumsal ve siyasal bir açıdan yaklaşmıştır. İçinde yaşadığı toplumun hukuk telakkisini ve pratiğini diğer disiplinlerde benimsediği yöntem ve yaklaşımları doğrultusunda objektif ve eleştirel biçimde ele almıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Legal Theory, Jurisprudence and Legal Interpretation, Law and Humanities, Law and Religion, Law and Society and Socio-Legal Research |
Journal Section | 2023 19. SAYI |
Authors | |
Publication Date | January 12, 2024 |
Acceptance Date | January 12, 2024 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 19 |