Türk-İslam Sentezcilerine göre bir olgu olarak Türk-İslam Sentezi, Türklerin İslam’a girmesiyle oluşmaya başlayıp özellikle Selçuklu ve Osmanlı Devletleriyle olgunlaşarak Müslüman-Türk kimliği haline gelmiştir. Türklük ile İslamlık arasındaki bu sentez tez ve antitez zıtlığı şeklinde iki zıt unsurun bireşimi anlamında değil, iki uyumlu unsurun tarih boyunca tabii bir seyirle bireşim haline gelmesi biçiminde gerçekleşmiştir. Bu nedenle onlara göre Türkler İslam dinine büyük hizmetler yaptıkları gibi, İslam dini de Türk kimliğinin korunmasını sağlamıştır. İdeolojik açıdan ise Türk-İslam Sentezi, Osmanlı’nın son dönemlerinde gündeme gelen Türklük ve İslamlık siyasetlerinin Osmanlı Türkçüleri tarafından ve onların perspektifinden mezcedilmesiyle oluşmuş, 1960’lı yıllardan sonra ise Milliyetçilerce olgunlaştırılmıştır. 1970’li yıllarda Türk düşünce ve siyasi hayatında etkinliklerini gittikçe artırmaya başlayan Türk-İslam Sentezcileri devlet ve millet kavramlarını yücelten, İslam dinine fonksiyonel cepheden de bakan, Cumhuriyet ilke ve kazanımlarını toptan reddetmeyen özellikleriyle 1980 sonrasında devlet politikalarını etkilemiş ve yönlendirmişlerdir. Ancak bu durum onlara göre Türk-İslam Sentezi’nin belli politik amaçlarla kurgulanmış ve üretilmiş olduğu anlamına gelmez, zira Türk-İslam Sentezi Türklerin yüzyıllardır sahip olageldiği kültür ve medeniyet değerlerinin toplamını ifade etmektedir. Günümüzde ise Cumhur İttifakı, Türk-İslam Sentezi’nin farklı ve özgün bir örneği olarak değerlendirilebilir.
According to the Turkish-Islamic Synthesizers, the Turkish-Islamic Synthesis started to emerge when Turks joined Islam and became a Muslim-Turkish identity especially by cementing with the Seljuk and Ottoman States. This synthesis between Turkishness and Islam did not occur by the meaning of the combination of two opposing elements in the form of thesis and antithesis contrast, but instead in the form of two harmonious elements becoming a natural course throughout history. Therefore, according to them, Turks did great services to the religion of Islam, and Islam provided the protection of Turkish identity. From the ideological point of view, the Turkish-Islamic Synthesis was formed by the Ottoman Turkists and their perspective by merging the Turkism and Islam, which came to the agenda in the last period of the Ottoman Empire, and was cemented by the Nationalists after the 1960s. The Turkish-Islamic Synthesists, who started to increase their activities in the Turkish thought and political life in the 1970s, influenced and directed the state policies after 1980 with the features that glorified the concepts of state and nation, who also viewed the functional aspect of Islam and did not reject the principles and achievements of the Republic altogether. However, according to them, this does not mean that the Turkish-Islamic Synthesis has been constructed and produced for certain political purposes, because the Turkish-Islamic Synthesis is the accumulation of the values of culture and civilization that Turks have had for centuries. Today, People's Alliance can be considered as a different and original example of Turkish-Islamic Synthesis.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 31, 2020 |
Acceptance Date | July 10, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 16 Issue: 27 |