Osmanlı Devleti ile Lehistan arasında uzun bir tarihi süreç içerisinde kadim bir dostluk oluşmuştur. Her iki devlet arasında oluşan bu dostluk I. Dünya Savaşı’na kadar çeşitli evrelerde devam etmiştir. Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı’na İttifak Devletleri yanında girmiş, 30 Ekim 1918 tarihinde İtilaf Devletleri ile yapılan Mondros Ateşkes Antlaşması ile savaşa son vermiştir. Ateşkes antlaşması hükümlerine aykırı olarak savaş sonrasında İtilaf Devletleri Osmanlı Devleti’nin sınırlarını işgal etmiştir. Bu haksız işgal nedeniyle Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından Anadolu’da başlatılan Milli Mücadele’nin başarıya ulaşması sonucunda İtilaf Devletleri ile Lozan Barış müzakereleri başlamış ve 23 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır. İşte bu antlaşmanın imzalandığı gün Polonya’nın Bern Büyükelçisi ile İsmet İnönü arasında başlatılan karşılıklı barış diyaloğu neticesinde Türkiye ile Polonya arasında Dostluk, Ticaret ve İkamet olmak üzere üç adet anlaşma imzalanmıştır. Bu üç anlaşma TBMM’de 20.11.1923 tarihinde kanun teklifi olarak komisyonlara havale edilmiş, komisyonlardan gelen olumu sonuçlar neticesinde 12.12.1923 tarihinde TBMM Genel Kurul’da görüşülerek kanunlaşmıştır. Bu üç anlaşma iki ülke arasında temel kabul edilerek daha sonraki süreçte imzalanan anlaşmalara kaynaklık etmiştir.
Bu çalışmanın amacı TBMM Tutanak Defterleri ışığında Lozan Barış Görüşmeleri sürecinde TBMM Lozan Barış Konferansı delegeleri ile Polonya’nın Bern Büyükelçisi arasında cereyan eden yazışmalar, iki ülke arasında karşılıklı imzalanan anlaşmalar ve TBMM’de Lozan Barış Antlaşması sonrası bu anlaşma metinlerinin görüşülmesi gibi konuları araştırarak iki ülke arasında imzalanan anlaşmalarının önemini ortaya koymaktır.
Lehistan between the Ottoman Empire and formed a friendship in ancient a long historical process. I. friendship that formed between both states have continued in various stages until World War II. The Ottoman Empire entered the First World War alongside the Central Powers, it puts an end to the war with the Armistice Treaty with the Allies on October 30, 1918. Allies after the war in contravention of the provisions of the ceasefire agreement has invaded the borders of the Ottoman Empire. This is due to the unjust occupation by Mustafa Kemal and his friends as a result of reaching the national struggle's success started in Anatolia, the Allies began peace talks with the Lausanne Peace Treaty of Lausanne was signed on July 23, 1923. That's the day of signing this treaty on mutual peace dialogue initiated as a result of Poland's Ambassador in Berne, with Ismet Inonu friendship between Turkey and Poland, it has signed three agreements, including trade and residence. These three agreements in Parliament has been referred to the commission as a law proposal on 20/11/1923, on 12/12/1923 As a result of my death results from the commission discussed in the Parliament General Assembly has enacted. These three agreements have already lead to an agreement signed between the two countries at a later process was considered essential.
The aim of this study Parliamentary Record Book in the process of peace negotiations in Lausanne in the light of Parliamentary Conference of Lausanne delegates and that took place between the Polish Ambassador in Berne, correspondence between the two countries after bilateral agreements signed and the Parliament in the Lausanne Peace Treaty investigating issues such as the discussion of the agreement text two countries it is to demonstrate the importance of the agreement signed between.
Journal Section | Research Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | July 14, 2016 |
Submission Date | June 15, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 2 Issue: 3 - JULY |
Indexes
SCOPUS, TÜBİTAK/ULAKBİM TR DİZİN [SBVT]
INDEX COPERNİCUS [ICI], ISAM, SOBIAD and Scilit.
Unless otherwise stated, the articles published in our magazine are licensed under the Creative Commons Attribution 4.0 International (CC BY 4.0) license. All authors and translators who submit texts for publication in the journal are expected to be the sole copyright holders of the submitted text or to have obtained the necessary permissions. By submitting texts to the journal, authors and translators implicitly accept that these texts will be licensed under CC BY 4.0 unless explicitly stated otherwise to the editors at the outset.