Bu çalışmada, Ortaçağ Anadolu Türk uygarlığında atın çeşitli uzuvlarının yanı sıra atlardan elde edilen et, süt, mâye gibi gıdaların sağlık alanında kullanılmasını, ayrıca döneme özgü hipoterapi uygulamaları araştırılmıştır. Çalışmamızda on üçüncü ve on beşinci yüzyıllar arasında Anadolu’da Türkçe kullanılarak yazılan, derlenen ve tercüme edilen eserler kullanılmıştır. Bulgularımıza göre, binicilik bir tedavi yöntemi olarak tavsiye edilmiş, ayrıca atın kılı, toynağı, derisi, gübresi, kemiği, dişi, kılı, kanı, iliği, içyağı, eti ve sütü sağlık alanında kullanılmıştır. İslâm dinine göre dâhili kullanımları yasak ya da şüpheli olan şarap ile at kanı ve at eti gibi maddelerin, insan sağlığı öncelenerek önerildiği görülmüştür. Ortaçağ Anadolu Türk uygarlığı kaynaklarında at kökenli ürünlerin tedavi amaçlı kullanımının Antik Yunan ve Ortaçağ İslâm eserlerindeki kullanımları ile uyumlu olduğu, öte yandan özgün kullanım sahaları da geliştirdiği tespit edilmiştir. Kaynaklarda, Plinius’un kaydettiği at kökenli ürünlerin kullanım örneklerinin bir bölümünün yer almadığı da saptanmıştır. Bu, Ortaçağ’da Klasik Antikite uygarlığı eserlerinin Arapçaya tercüme edilirken Yunanca eserlere ağırlık verilmiş olmasının sonucudur. Ortaçağ Anadolu Türk uygarlığı yazınında gelişmiş bir at kültürünün bulunduğu, atın morfolojisi ile sembolojisine dair zengin bir tanım çeşitliliğin yanı sıra, at besleyiciliği, yetiştiriciliği ve biniciliğinin övüldüğü, ayrıca at kökenli ürünlerin sağlık alanında kullanıldığı görülmüştür.
This study investigates how foods such as the meat, milk, and rennet obtained from horses, as well as various other parts of the horse, were used in the medieval Anatolian Turkish civilization in the field of health, as well as in the hippotherapy practices of the period. In our study, works written, compiled and translated using Turkish in Anatolia between the thirteenth and fifteenth centuries were used. According to our findings, equestrianism was recommended as a treatment method, with horse hair, hooves, skin, dung, bone, teeth, hair, blood, marrow, adeps, meat, and milk being used in the field of health. According to the Islam, the internal use of substances such as wine, horse blood, and horse meat is prohibited or considered doubtful. However, these substances have been recommended, giving precedence to human health. It has been observed that the therapeutic use of horse-origin pharmaceuticals in the sources of medieval Anatolian Turkish civilization is consistent with their uses in Ancient Greek and Medieval Islamic works. On the other hand, it has been observed that it has developed unique remedy areas. In our sources, it has been determined that some examples of the use of horse-origin pharmaceuticals recorded by Pliny are not included. This situation is the result of the fact that, while the works of Classical Antiquity civilization were translated into Arabic in the Middle Ages, emphasis was placed on Greek works. In the literature of medieval Anatolian Turkish civilization, there is a developed horse culture. Alongside a rich diversity of definitions regarding the morphology and symbolism of the horse, horse breeding, husbandry, and riding have been praised. Furthermore, horse-origin pharmaceuticals have been used in the field of health.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History of The Social Sciences |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2024 |
Submission Date | January 9, 2024 |
Acceptance Date | March 4, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 21 |
Indexes
SCOPUS, TÜBİTAK/ULAKBİM TR DİZİN [SBVT]
INDEX COPERNİCUS [ICI], ISAM, SOBIAD and Scilit.
Unless otherwise stated, the articles published in our magazine are licensed under the Creative Commons Attribution 4.0 International (CC BY 4.0) license. All authors and translators who submit texts for publication in the journal are expected to be the sole copyright holders of the submitted text or to have obtained the necessary permissions. By submitting texts to the journal, authors and translators implicitly accept that these texts will be licensed under CC BY 4.0 unless explicitly stated otherwise to the editors at the outset.