Tuberculosis continues
to be a major health problem worldwide. Primary care physicians being in the
first place, the approach of health workers, accurate referral of patient and
administering treatment are of great importance in the fight against
tuberculosis. This study aimed to assess the differences and approaches of
primary care physicians in diagnosis and treatment of tuberculosis. This
study, is a descriptive type of study in which data were collected
by the survey form prepared by the researchers and administered to the primary
care physicians in March 2016. One hundred twenty-six physicians participated
in the research. It was observed that 38% of the participants worked as a
physician for 10 years or less and that the ratio of those who worked in
tuberculosis dispensary was very low (10%). The ratio of those who were trained
about tuberculosis after starting to work as a family physician was determined
to be 34% and the ratio of those who diagnosed tuberculosis during was
determined to be 29%. Physicians working in primary health care institutions
continue to see patients with tuberculosis. However, since complex and
difficult cases with tuberculosis emerge in increasing numbers, additional
training programs might be organized in order to update the knowledge on
tuberculosis and preserve the awareness of new developments.
Tüberküloz
dünya genelinde önemli bir sağlık problemi olmaya devam etmektedir. Tüberküloz
ile mücadelede başta birinci basamakta çalışan hekimler olmak üzere sağlık
çalışanlarının yaklaşımı, hastaların doğru yönlendirilip tedavilerinin
uygulanması oldukça önemlidir. Bu araştırmada birinci basamak sağlık
kurumlarında çalışan hekimlerin tüberküloz tanı ve tedavisinde yaklaşımlarının,
farkındalıklarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma, 2016 Mart ayı
içerisinde, birinci basamak sağlık kurumlarında çalışan hekimlere uygulanan,
araştırmacılar tarafından hazırlanmış 28 soruluk anket formu kullanılarak
verilerin toplandığı tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Araştırmaya 126 aile
hekimi katılmıştır. Katılımcıların %60’ı “hangi test pozitifliğinin TB bulaş
riskindeki yüksekliği işaret ettiği” sorusuna “ARB pozitifliği” yanıtını
vermişlerdir. “Yeni Akciğer TB tanısı almış bir hastaya hangi tedavi
protokolünü başlarsınız” şeklindeki soruya İzoniyazid, Rifampisin, Pirazinamid,
Etambutol yanıtını verenlerin oranı %47 iken, ilaçların yan etkileri hakkında
yeterli bilgiye sahip olduğunu düşünenlerin oranı ise %33 olarak tespit
edilmiştir. BCG aşısının yapılış biçimi ile ilgili olarak aile hekimlerinin
%61’i intradermal, %31’i subkutan; PPD uygulanmasıyla alakalı %63’ü
intradermal, %33’ü subkutan şeklinde yanıt vermişlerdir. “BCG aşısı yapılmış
birinde PPD(+) demek için endurasyon çapı ne kadar olmalı?” şeklindeki soruya
hekimlerin %74’ü 15mm ve üzeri, %17’si 6-14 mm cevabını vermiştir. Hekimlerin
%55’i BCG aşısının Akciğer TB’u için koruyuculuğunun %80, %22’si %100 olduğunu
belirtmişlerdir. Aile hekimlerinin TB konusundaki farkındalıklarının istenilen
seviyede olmadığı görülmektedir. Giderek artan sayıda tedaviye dirençli ve
komplike hastalarla karşılaşıldığı düşünüldüğünde, TB ile ilgili bilgilerin
güncellenmesi ve yeni gelişmeler konusundaki farkındalığın korunması açısından
ilave eğitim programlarına ihtiyaç vardır.
Subjects | Health Care Administration |
---|---|
Journal Section | Research article |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2017 |
Submission Date | July 4, 2017 |
Acceptance Date | September 7, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 2 Issue: 3 |