Miladi 14. asrın kelâm ve fıkıh sahalarında Hanefî mezhebinin yılmaz bir savunucusu olan Sadrüşşerîa, aşırı uçlardan uzak düşüncesiyle akla muhkem bir otorite sunar. O, kelamcıların aklın mutlak hâkim olup olmaması yönüyle tartıştığı hüsün-kubuh/iyilik-kötülük meselesinde ve fakîhlerin şer’î hitapta aklın mutlak hâkim olup olmaması yönüyle tartıştığı mahkûmün aleyh/mükellef meselesinde orta yol düşüncesini tesis ederek aklın Şeriat’e bağlı aktif bir otorite olduğunu savunur. Mütekellim ve fakîh kimliğiyle nakle değil, eleştiriye dayalı bir bakış açısına sahip olan Sadrüşşerîa, mensup olduğu matürîdî mezhebinin hüsün-kubuh’ün belirlenmesinde Şâri’in nassını esas alan Eş’ârîyye’den ve aklın müstakil hakimiyetini esas alan Mu’tezîle’den farklı bir yapıya yani bu iki mezhebin ortasında yer alan mutavassıt bir düşünce sistemine sahip olduğunu aklî delillerle ispat etmeye çalışır. Bu makalemiz, kelâmın ve hukukun kesiştiği özel bölge olan aklın otoritesine ve aklın sahip olduğu sınırlara dair Hanefî hukukçu Sadrüşşerîa’nın eleştirel düşüncesini ve bu düşüncesiyle ilgili delillendirmelerini ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Teşekkür ediyoruz.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Araştırma Makalesi |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2020 |
Submission Date | October 14, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 7 Issue: 2 |