George
Orwell’in ilk kez 1945 yılında yayınlanan Animal
Farm başlıklı kitabı; bir fabl, 1917 Rus Devrimi ve sonrasında yaşananlara
yönelik bir yergi ve son olarak da politika ve günlük yaşamda kullanılan çok
çeşitli propaganda ve ikna yöntemini örnekleyen bir metin olarak üç farklı
şekilde okunmaktadır. İlk yayınlandığından bu yana geçen 71 yılda, yaklaşık 70
dile çevrilmiş, milyonlarca satmıştır. Kitaba dünya çapında sürekli ve
azalmayan bir ilginin olmasının nedenlerinden biri, içinde örneği sunulan
propaganda ve ikna yöntemleri ile insanların rızasını kazanma şekillerinin
günlük yaşamda da geçerliliğini korumasındandır. Metnin akışı içinde, kimi
karakterlerin güç kazanmasının, gerçek yaşamda da karşılaşılabilecek bir
şekilde diğerlerinin güç kaybetmesi ile sonuçlandığı görülmektedir. Diğer
yandan, bu karakterlerin gerek güç kazanma ve gerekse gücü elinde tutma
süreçlerinde, diğerlerinin de yine gerçek yaşamda söz konusu olabilecek bir
şekilde, ya güç kaybetmek pahasına, ya da güçten paylarını almak uğruna ikna
olup rıza gösterdikleri görülmektedir. Bu çalışmada, Animal Farm üzerinden propagandacının propaganda ve ikna söylemleri
ile rıza gösterenin kendini ikna etmeye ve rıza göstermeye yönelik söylemleri
metinlerarası bir bakışla irdelenmekte ve bu suretle gerek yazınsal metinlerde,
gerekse gerçek yaşamda yer alan propaganda, ikna ve rıza söylemlerinin
okunuşuna ışık tutulması amaçlanmaktadır. Çalışmada ayrıca, bu söylemlerin
Türkçe ve Fransızca çevirilere ne şekilde yansıtıldığı ve özgün metindeki
etkinin çevirilerde ne ölçüde sağlandığı değerlendirilmektedir.
First published in 1945, George Orwell’s Animal Farm
is read as a fable as well as a criticism of the Russian Revolution of 1917 and
the subsequent events. The book is also read as a text that illustrates
different techniques of propaganda and persuasion used in politics as well as
in daily life. During the 71 years since its first publication, the book has
been translated into nearly 70 languages and millions of copies have been sold.
One of the reasons for the continuous and sustained interest in the book is the
validity of the techniques of propaganda and persuasion illustrated, as well as
the methods of gaining consent in daily life. In the course of the text, some
characters’ acquisition of power results in others’ dispossession of it, in a
way that can be the case in real life situations. On the other hand, in the
process of these characters’ obtaining and maintaining power, the others
provide their consent, thereby sharing this power or losing it even further,
once again in a way that may be witnessed in real life. In this study,
discourses of propaganda, persuasion, self-persuasion, and consent are examined
from an intertextual standpoint with the aim of shedding light on the reading
of propaganda, persuasion and consent discourses in literary texts and real
life. In addition, the reflections of these discourses in French and Turkish is
evaluated to see the extent to which the impact of the original is achieved in
translations.
Journal Section | Turkish language, culture and literature |
---|---|
Authors | |
Publication Date | October 21, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Issue: 7 |