Türk romanında Tanzimat Dönemi’nden itibaren kötülük isteyen, kötülük peşinde koşan, etrafına zarar veren ve bu sebeple “kötücül” olarak adlandırılan asli veya tali şahıs pozisyonundaki karakterlerin varlığına rastlamak mümkündür. Kadınların bu karakterler arasında eserde yansıtılış şekli bakımından ayrı bir yeri ve önemi vardır. 1909 yılında kurulan Fecr-i Âtî edebî topluluğunun önde gelen romancı ve hikâyecilerinden Cemil Süleyman Alyanakoğlu’nun (1886-1940) 1911 yılında yayımlanan Siyah Gözler adlı romanındaki ismi söz konusu edilmeyen kadın karakter buna dikkat çeken bir örnek oluşturur. Eserde otuz yaşının üzerinde olan kadın, gönlünü yirmi iki yaşındaki yakışıklı bir delikanlıya kaptırır. Fakat onu bir gün elinden kaçıracağı korkusuyla ilişkilerini kâbusa çevirir. Kıskançlığın beslediği/ortaya çıkardığı bir kötülük, kısa süre içinde kadının zihnî dengesini alt üst ederek onu tam anlamıyla bir paranoyaya sürükler. Kadın bu kıskançlık sonucunda cinnet getirerek delikanlıyı boğmak suretiyle öldürür. Bu incelemede Siyah Gözler romanı, kötücül kadın tipi çerçevesinde ele alınmaya çalışılmış ve dolayısıyla eserde sözü edilen kadın karakteri farklı bir bakış açısıyla değerlendirip yorumlamak amaçlanmıştır. İncelemenin “Giriş” kısmında kötülük ve kötücül kadın tipi, Cemil Süleyman Alyanakoğlu’nun hikâyeciliği, romancılığı ve Siyah Gözler hakkında kısaca bilgi verilmiş; ardından romandaki kötücül kadın tipi tematik bir bakışla, yer yer psikanalitik yorumlardan faydalanılarak ortaya konulmuştur. “Sonuç” kısmında ise kötücül kadın tipi ile ilgili tespit edilen malzeme üzerinden birtakım yargılara varılmıştır.
Since the Tanzimat Period, it is possible to come across characters in the position of primary or secondary persons in Turkish novels, who want malignancy, pursue malignancy, harm their surroundings, and are called ‘malevolent’ for this reason. Among these characters, women have a special place and importance in terms of the way they are reflected in the work. The female character, whose name is not mentioned in the novel Siyah Gözler, published in 1911 by Cemil Süleyman Alyanakoğlu (1886-1940), one of the leading novelists and storytellers of the Fecr-i Âtî literary community founded in 1909, composes an example that draws attention to this. In the work, the woman, who is over thirty years old, is infatuated with a handsome twenty-two-year-old young man. But she turns their relationship into a nightmare with the fear that she will let him go away one day. A malignancy nurtured/revealed by jealousy soon upsets the woman's mental balance and leads her into complete paranoia. As a result of this jealousy, the woman becomes insane and kills the young man by strangling him. In this examination, the novel Siyah Gözler was tried to be considered within the framework of the malevolent female type and therefore it was aimed to evaluate and interpret the female character mentioned in the work from a different perspective. In the “Introduction” part of the examination, brief information was given about malignancy and the malevolent female type, the storytelling, noveldom, and Black Eyes of Cemil Süleyman Alyanakoğlu, afterward, with a thematic perspective and sometimes by making use of psychoanalytic interpretations, the malevolent female type in the novel has been revealed. In the “Conclusion” part, some judgments were made based on the material determined regarding the malevolent female type.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | Turkish language, culture and literature |
Authors | |
Publication Date | June 21, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 28 |