Jeremy Bentham and John Stuart
Mill are two of the most important figures of utilitarianism, one of the
foremost theories of morality in the last two hundred years. These two thinkers
have disagreements on utilitarian theory in some respects, although they agree
on many issues. The most important of these issues is the concept of pleasure,
which is the most basic concept of the theory. Mill, in contrast to Bentham, also
makes a qualitative distinction between pleasures in addition to quantity and
divides pleasures into higher and lower pleasures. This distinction gives the
general form of Mill's virtue theory. According to his virtue theory, people
only desire happiness, and all that is desired, including virtues, is basically
desirable in terms of being a means for happiness. But on the other hand, Mill
also claims that the virtues are the aims to be desired in themselves. This
approach of Mill leads to a paradoxical situation in which virtues are at the
same time both means and aims. This paradoxical situation is criticized by
interpreters from various aspects. The basis of these criticisms is that the
distinction between means and aims has been removed, and the virtues are
claimed by Mill as both aims and means. This article justifies the assertion
that regardless of how virtues are understood, they only have instrumental
value in Mill’s system.
Ahlak alanında son iki yüz yılın önde gelen teorilerinden biri olan
faydacılığın en önemli iki figürü Jeremy Bentham ve John Stuart Mill’dir. Bu
iki düşünür, faydacı teori ile ilgili olarak, birçok konuda hem fikir
olmalarına rağmen, bazı hususlarda fikir ayrılıkları yaşarlar. Bu hususlardan
en önemlisi, teorinin en temel kavramı olan haz konusundadır. Mill, Bentham’ın
aksine hazlar arasında niceliğin yanında niteliksel bir ayrıma da gider ve
hazları yüksek ve alçak hazlar olmak üzere ikiye ayırır. Bu ayrım, Mill’in
erdem teorisine genel şeklini verir. Onun erdem teorisine göre, insanlar sadece
mutluluğu arzularlar ve bunun dışında erdemler de dâhil olmak üzere arzulanan
her şey, temelde mutluluğa araç olmaları bakımından arzulanır. Fakat diğer
taraftan Mill, erdemlerin sırf kendilerinde arzulanması gereken amaçlar
olduğunu da iddia eder. Mill’in bu yaklaşımı erdemlerin aynı anda hem araç hem
de amaç olmaları gibi paradoksal bir duruma neden olur. Bu paradoksal durum,
yorumcular tarafından çeşitli açılardan eleştirilir. Bu eleştirilerin temelini,
amaç ile araç arasındaki ayrımın ortadan kalktığı, erdemlerin Mill tarafından
hem amaç hem de araç olarak kabul edildiği iddiası oluşturur. Bu makale,
erdemler her nasıl anlaşılırsa anlaşılsın Mill’in sisteminde sadece araçsal bir
değere sahip olduğu iddiasını gerekçelendirir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 18, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 20 Issue: 37 |
SAUIFD accepts the Open Access Journal Policy for expanding and flourishing of knowledge.