Turkish state administrators have resorted a number of punishments based upon customary and sharia provisions in order to set aside internal and external threats. One of these punishments was beheading and it had been applied as a deterrent method to punish a person, as well as to prevent similar incidents with the display of a severed head or dead body. In pre-Islamic Turkish states, there had been people punished by beheadings, and in the Islamic Period Turkish states, this method was applied more intensely by bearing symbolic meaning. In many Turkish States, especially the Seljuks, the beheading penalty was applied to high-level rulers such as monarch, shehzade, emir or bey, and the severed heads were sent to interlocutors as the symbols of threat, menace and dependence. Furthermore, the Abbasids established an institution called the “Treasure of Heads” for the severed heads delivered as the symbol of dependence and loyalty. The Seljuks, as a manifestation of commitment, beheaded many people who were the enemies of the Abbasid cliphate and sent their heads to Treause of Heads. Although there was no such institution in any of the Turkish states, beheading and sending the severed head to the addressees gradually became a tradition. The present study examined the identification of beheaded rulers in the Turkish States founded in the Near East area of the Seljuks and post-Seljuks, the justification of their punishment and the purpose of sending severed heads to their interlocutors.
Türk devlet yöneticileri iktidarlarına karşı iç ve dış tehditleri bertaraf etmek için örfi ve şer’i hükümlere dayalı bir takım cezalandırmalara başvurulmuşlardır. Bunlardan bir tanesi baş kesmek idi. Baş kesmek, kişiyi cezalandırmanın yanı sıra kesik baş veya ölü bedenin teşhiriyle benzer hadiselerin önünü almak için caydırıcı bir yöntem olarak uygulanmıştır. İslam öncesi Türk devletlerinde başları kesilerek cezalandırılan kimseler olduğu gibi İslami dönem Türk devletlerinde de bu yöntem sembolik manalar yüklenerek daha yoğun şekilde uygulanmıştır. Başta Selçuklular olmak üzere Türk devletlerinin birçoklarında hükümdar, şehzade, emir veya bey gibi üst düzey yöneticilere yönelik baş kesme cezası uygulanmış ve kesilen başlar muhataplara tehdit, korkutma veya tabiiyet nişanı olarak gönderilmiştir. Öyle ki Abbasiler, tabiiyet sembolü olarak gönderilen kesik başlar için “Başlar Hazinesi” adında bir müessese kurmuşlardır. Selçuklular bağlılık ve sadakatlerinin bir göstergesi olarak Abbasi Halifeliğine düşman olanlardan birçok kişinin başını kesmiş ve Başlar Hazinesi’ne göndermiştir. Türk devletlerinin hiç birinde böyle bir kurum olmamakla birlikte baş kesme yöntemiyle cezalandırma ve kesik başın muhataplarına tehdit ve tabiiyet sembolü olarak gönderme zamanla bir gelenek haline gelmiştir. Bu çalışma, Selçuklu ve Selçuklu sonrası Yakındoğu coğrafyasında kurulmuş Türk devletlerinde başı kesilen yöneticilerin tespiti, cezalandırmaların gerekçesi ve kesik başların muhataplarına gönderilme amacı incelenmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2021 |
Acceptance Date | March 20, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır. Yayınlanan makaleler öncelikle İThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde
yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi’ne devrolunmuştur.