In this article, Ibn
al-Haytham’s (d. 432/1039-40) conception
of beauty is discussed within his works, Kitāb al-Manāẓir and Thamara al-ḥikma. Ibn al-Haytham evaluates the perception of beauty and and
the formation of judge on beauty in his Kitāb al-Manāẓir by depending on the certain characteristics in the object such as light,
colour and position. In the literature of Islamic aesthetics, Ibn al-Haytham’s these
explanations lead to interpretations that the philosopher’s account of beauty is
formed in a totally sensuous and experiential way. The most fundamental focus
of these interpretations is the differentiation of Ibn al-Haytham from the
general structure of Islamic thought, which deals with the beauty of ethics and
metaphysics. This interpretation ignores that
his purpose in the Kitāb al-Manāẓir, is
to explain that how the perception of beauty is subjected to the sight, rather
than how this perception appears. Moreover, this interpretation brackets his
approaches to sciences and arts in his other works. In fact, Ibn al-Haytham, in
his Thamara al-ḥikma, defines wisdom
as a unity consisted of science and ethics and connects every science and art
to ethics. In his mind, all sciences and arts represents the steps on the road
of wisdom. Through these steps the human being looks like God in terms of
action. Therefore, he relates all sciences and arts to metaphysics on the
highest level. These explanations in the Thamara
al-ḥikma show that Ibn al-Haytham’s conception of beauty cannot be read
only from his Kitāb al-Manāẓir, and
therefore he does not radically break away from the conception of Islamic
metaphysics and ethics.
Bu makalede, İbnü’l-Heysem’in (ö. 432/1039-40) güzellik anlayışı Kitâbü’l-Menâzır ve Semeretü’l-hikme adlı eserlerinden hareketle tartışılmaktadır. İbnü’l-Heysem
Kitâbü’l-Menâzır’da güzellik
idrakinin nasıl oluştuğuyla ilgili bir başlık altında güzelliğin algılanmasını
ve güzellik yargısının oluşumunu nesnede bulunan birtakım tikel özelliklere
bağlı olarak değerlendirmektedir. Bu tikel özellikler arasında da ışık, renk ve
konum gibi özellikler bulunmaktadır. İbnü’l-Heysem’in bu açıklamaları, İslam
estetiği literatüründe filozofun güzelliği tamamen duyumsal ve tecrübi bir
şekilde gördüğü yorumlarını beraberinde getirmektedir. Bu yorumların en temelde
odaklandığı husus, İbnü’l-Heysem’in, İslam düşüncesinin güzelliği ahlak ve
metafizik bir çerçevede ele alan genel yapısından farklılaşmasıdır. Ancak bu
yorumlar, İbnü’l-Heysem’in Kitâbü’l-Menâzır’daki sunumunun bağlamını;
yani güzellik idrakinin görme duyusuna hangi parametrelerle dâhil olduğuna
ilişkin amacını göz ardı etmektedir. Söz konusu literatürün göz ardı ettiği bir
diğer husus da İbnü’l-Heysem’in diğer eserlerinde konuya ilişkin yaklaşımıdır.
Nitekim o, Semeretü’l-hikme’de, bilim ve sanatlara ilişkin tasnifler
yaparak her bir bilim ve sanatı ahlakla bütünleşmiş bir çerçevede okur. O, her
bir bilim ve sanatın, bilgi ve ahlakı içeren hikmet yolunda atılmış birer adım
olduğu kanaatindedir. Hikmet yolunda atılan her adım da ona göre insanın
Tanrı’ya benzemesini sağlar. Semeretü’l-hikme’deki bu açıklamalar,
İbnü’l-Heysem’in güzellik anlayışının sadece Kitabü’l-Menâzır’dan
hareketle okunamayacağını ve bu nedenle onun İslam düşüncesindeki metafizik ve
etik içerimli güzellik tasavvurundan radikal bir şekilde kopmadığını gösterir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | August 31, 2018 |
Acceptance Date | August 8, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 10 Issue: 3 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır. Yayınlanan makaleler öncelikle İThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde
yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi’ne devrolunmuştur.