Bu çalışmada teknolojik ilerleme ve aletleri yaratan düşünsel arka plan ile günümüz dünyasına egemen olan görsel kültür arasındaki bağlar irdelenmekte ve bu ilişkinin yaşadığımız mahremiyet kaybıyla alakası ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Bütün insani üretimler gibi teknoloji de insana, doğaya ve hayata bakışın izlerini taşıyan ideolojik bir olgudur. Çeşitli ekonomik ve sosyal çıkarlarla irtibatlı olan teknolojik araçlar düşünme ve yaşama biçimlerini dönüştürmeleri yanında etikle bağlantılı tartışmaların da merkezindedir. Sanayi öncesi toplumlarda daha ihtiyatlı ve yavaş gelişen, yaşamın ritmi ve idealleriyle uyumlu bir teknoloji anlayışına karşın modern teknoloji bizzat hayata dair tavır ve anlayışları yöneten öz haline gelmiştir. Teknik ilerlemenin artışıyla hayatın her alanında etkisini gösteren rasyonelleşme eğilimi eski meşrulaştırma biçimlerini zayıflatırken hayata daha hesapçı bir yaklaşımın hâkim olmasını beraberinde getirmiştir. Modern bilimin hesapçı doğası teknolojik gelişme ve ürünlerin işleyişine daha denetimci ve kontrolcü bir karakter kazandırmış, teknik doğaya ve insana hükmetmenin aracı olmuştur. Herhangi bir geleneksel, moral ya da dini sınır tanımayan modern teknoloji çeşitli politik ve ekonomik iktidar süreçlerinin bir aracısı olarak görselliği merkeze alan bir düşünme ve anlama kültürü yaratmıştır. Görmek ve görülmenin kutsandığı bu yeni kültür sanayi öncesi toplumlarda hayatı yöneten mahremiyet ilkelerinin göz ardı edilmesini beraberinde getirmiş, çeşitli arzuları tatmin etmek ya da ekonomik çıkarlar elde etmek gayesiyle özel alana dair birçok ayrıntı teşhir edilmeye başlanmıştır. Yeni iletişim teknolojileri gözetlemeyi teşvik ederken bireylerin belirli hazlar karşılığında bu araçlar üzerindeki kontrollerini ellerinden almakta, mahremiyet iktidar ve tüketimin kurbanı olmaktadır.
In this study, the links between the intellectual background that creates technological progress and tools and the visual culture that dominates today's world are examined and the relation of this relationship with the loss of privacy we experience is tried to be revealed. Like all human productions, technology is an ideological phenomenon that bears traces of the view on human, nature and life. Technological tools, connected with various economic and social interests, are at the center of ethical discussions as well as transforming ways of thinking and living. In contrast to a more cautious and slow-developing technology understanding in pre-industrial societies, in harmony with the rhythm and ideals of life, technological progress in modern culture has become the essence that governs attitudes and understandings about life itself. Modern technology, which does not recognize any traditional, moral or religious boundaries, has created a culture of thinking and understanding that centers visuality as a mediator of various political and economic power processes. This new culture, where seeing and being seen is blessed, brought about the disregard of the principles of privacy that governed life in pre-industrial societies, and many details about the private sphere began to be exposed to satisfy various psychological desires or to obtain economic benefits. While new communication technologies encourage surveillance, individuals take away their control over these tools in exchange for spesfic pleasures, and privacy becomes a victim of power and consumption.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | August 31, 2022 |
Acceptance Date | August 31, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 14 Issue: 2 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır. Yayınlanan makaleler öncelikle İThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde
yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi’ne devrolunmuştur.