Demokrasi kavramı uzun zaman belirli bir siyasal bütünlükle özdeş düşünülse de günümüzde genellikle çoğullukla ilişkili şekilde anlaşılmaktadır. Demosun ihtiva ettiği varsayılan bütünlük fikri, günümüzde muhtelif demokrasi uygulama ve anlayışların etkisiyle dini-kültürel çeşitlilik, toplumsal cinsiyet, kimlik ve farklılık gibi konularla yüzleşmek durumunda kalmıştır. Bu anlamda günümüzde demokrasiyle çoğulluğun gerilimli ilişkisi tartışmaların merkezine yerleşmiştir. Siyasal-toplumsal dünyanın dayandığı felsefi-ontolojik temellerin sorgulanması, bütünlük fikirlerinin zorunlu değil fakat olumsal olarak kurulduğunun iddia edilebilmesi sonucunu doğurmuştur. Keza demokrasi teorisinde muhtelif perspektifler husumet, çekişme, hegemonya vb. kavramlar aracılığıyla çoğulluk ve kimlik/farklılık lehine bir yaklaşımı ön plana çıkarmışlardır. Çalışmamızın odaklandığı düşünür William E. Connolly, postyapısalcı yaklaşımdan hareketle, zorunlu gibi görünen her türlü temelleri sorgularken aynı zamanda insani varoluşun temellere başvurmayı zorunlu kıldığına dikkat çekmiştir. Onto-siyasal yorumlama kavramıyla bu iki durum arasındaki gerilimle yüzleşirken olumsal temellerde kavranan bir demokrasi fikrinin bu açıdan önemine vurgu yapmıştır. Belirli bütünlüklerin öncelendiği ölçüde siyasal kötülüğün üretileceğini düşünen Connolly, çoğullaştırma ethosu kavramıyla, demokrasiyi çoğulluk lehine yeniden kurgulamayı amaçlayan, bunu yaparken de geç-modern dönemlerin imkânlarından yararlanarak kimlik/farklılık ilişkisini dikkate alan agonistik bir demokrasi fikri teklif eder. Makale bu özgün demokrasi fikrinin imkân ve sınırlarını tartışarak eleştirel bir değerlendirme sunmaya çalışmaktadır.
DEMOKRASİ ÇOĞULLUK KİMLİK WILLIAM E. CONNOLLY ÇOĞULLAŞTIRMA ETHOSU
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 41 |
.