In accordance with the provision of Article 12/1 of the Turkish Obligations Code (TOC), the validity of contracts is not subject to formality as a rule. However, some contracts have been formalized in order to protect those in a weak position who take on responsibilities gratuitously and to encourage them to think twice before taking on responsibilities. In this context, one of the contracts subject to form is the surety agreement. In order for the guarantee agreement to be valid, it must be concluded in writing and the date of guarantee, the maximum amount to be guaranteed and, in case of joint guarantee, the relevant statement must be written in handwriting (TOC 583/1). Additionally, if the guarantor is married, his/her spouse's consent must be obtained (TOC 584). These conditions regarding the form of the surety agreement are valid for all surety agreements. However, the application area of these conditions may be specific in terms of commercial law. As a matter of fact, in Article 584/3 of TOC, it is regulated that the consent of the spouse will not be required for guarantees given by the business owner of the commercial enterprise and the partners and managers of the commercial companies. Also, in TOC 603, it is stated that the conditions regarding the form of surety, the capacity to act as guarantor and the consent of the spouse will also be required in other contracts concluded by real persons regarding the provision of personal guarantee. At this point, the question arises whether the aval will be evaluated within the scope of TOC 603. Again, since Article 7/2 of the Turkish Commercial Code stipulates the presumption of joint and several suretyship in commercial transactions, the question arises whether it is necessary to write the will of joint surety in the handwriting of the guarantor in commercial works. In our study, the formal validity conditions of the surety agreement and the special situations of these conditions in terms of commercial law are examined.
Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 12/1 gereği, sözleşmelerin geçerliliği kural olarak şekle tabi değildir. Ancak özelikle ivazsız olarak sorumluluk altına giren zayıf konumdaki kişileri korumak, onları sorumluluk altına girmeden önce bir kez daha düşünmeye sevk etmek amacıyla bazı sözleşmeler şekle tabi tutulmuştur. Bu bağlamda şekle tabi tutulan sözleşmelerden birisi de kefalet sözleşmesidir. Kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde akdedilmesi, sorumlu olunacak azami miktarın, kefalet tarihinin ve müteselsil kefalet söz konusu ise buna ilişkin iradenin kefilin el yazısı ile yazılması gerekmektedir (TBK m. 583/1). Ayrıca kefil olan kişi evli ise eşin rızası alınmalıdır (TBK m. 584). Şekle ilişkin bu şartlar bütün kefalet sözleşmeleri için geçerlidir. Ancak bu şartların uygulama alanı ticaret hukuku açısından özellik arz edebilmektedir. Nitekim TBK m. 584/3’te, ticari işletme ile ilgili işletme sahibi; ticaret şirketleri ile ilgili ortak ve yöneticiler tarafından verilen kefaletlerde eşin rızasının aranmayacağı öngörülmüştür. Ayrıca TBK m. 603’te, kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin şartların, gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak başka ad altında akdedilen diğer sözleşmelerde de aranacağı öngörülmüştür. Bu noktada avalin de TBK m. 603 kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği sorusu gündeme gelmektedir. Yine Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 7/2’de, ticari işlerde müteselsil kefalet karinesi öngörüldüğünden, ticari işlerde müteselsil kefaletin söz konusu olabilmesi için buna ilişkin iradenin kefilin el yazısı ile yazılmasının gerekli olup olmadığı sorusu gündeme gelmektedir. Çalışmamızda kefalet sözleşmesinin şekli geçerlilik şartları ve bu şartların ticaret hukuku açısından özellik arz eden durumları incelenmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | October 28, 2024 |
Publication Date | |
Submission Date | January 8, 2024 |
Acceptance Date | October 11, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 12 Issue: 2 |
The published articles in SLJ are licensed under a
Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License