Narrative cinema is a tool that has a two-way interaction in the context of performing the functions of producing gender roles and reinforcing them by the audience. In this direction, while reflecting the sexist practices of the culture in which it is located, it also constructs it.
While it has been argued that the formation processes of female representations in narrative cinema are incomplete and misleading in the critical studies on the representation and construction of gender, no in-depth criticism has been made on the construction of masculinity and the correctness of male representation. Therefore, the focal point of the solution is to reveal the main factors that are effective in the formalization of masculinity built with masculine discourse practices, while primarily focusing on how the male representation is formed. Is the man the founder or the bearer of masculine domination? Who or what dominates the man who is coded to have power over others, and for what purpose? Are men merely subjects or are they also objects produced by masculine domination?
It is possible to see the representations of the man who protects and controls and the woman who is protected and controlled in narrative cinema, in the melodrama type films of Yeşilçam cinema of the 1960s in Turkey. In order to question the idealized representation of masculinity in mainstream cinema, the melodrama genre of the period, Bitter Life (Metin Erksan, 1962), was chosen as the sample of the study. In this study, the paper aims to reveal the hidden aspects in the creation of this representation by examining the process of masculinity construction and representation, in line with the example of Mehmet (Ayhan Işık), the main narrator, with Robert Brannon's “masculinity scale” method.
Anlatı sineması, toplumsal cinsiyet rollerinin üretimi ve izleyiciler tarafından pekiştirilmesi işlevlerini icra etmesi bağlamında, çift yönlü etkileşime sahip bir araçtır. Bu doğrultuda, içinde bulunduğu kültürün cinsiyetçi pratiklerini aksettirirken bir taraftan da inşa eder. Bugüne kadar cinsiyetin temsil ve inşası üzerine yapılan eleştirel çalışmalarda, anlatı sinemasındaki kadın temsillerinin oluşum süreçlerinin eksik ve saptırıcı olduğu tartışılırken erkeklik inşası ve erkek temsilinin doğruluğu üzerine derinlemesine bir eleştiri yapılmamıştır. Dolayısıyla, çözümün odak mercii, öncelikli olarak erkek temsilinin nasıl oluştuğu üzerine yoğunlaşmayı gerektirmekle birlikte, eril söylem pratikleri ile inşa edilen erkekliğin formalize edilmesinde etkili olan asıl unsurları gün yüzüne çıkarmaktır. Erkek, eril tahakkümün kurucusu mu yoksa taşıyıcısı mıdır? Diğerleri üzerinde iktidar kurmaya kodlanan erkeğe kim, kimler veya neler hangi gaye ile tahakküm kurmaktadır? Erkekler yalnızca birer özne mi yoksa aynı zamanda eril tahakküm tarafından üretilen birer nesne midir? Anlatı sinemasında koruyan ve denetleyen erkek ile korunan ve denetlenen kadın temsillerini, Türkiye’de de 1960'lı yıllar Yeşilçam sinemasının melodram türü filmlerinde görmek mümkündür. Ana akım sinema içerisinde idealize edilen erkeklik temsilinin sorgulanması amacıyla çalışmanın örneklemi olarak dönemin melodram türü Acı Hayat (Metin Erksan, 1962) filmi seçilmiştir. Bu doğrultuda çalışma, başlıca anlatı kişisi Mehmet (Ayhan Işık) örneği ekseninde, erkeklik inşa ve temsil sürecini, Robert Brannon’un “masculinity scale” (erkeklik ölçeği) yöntemiyle irdeleyerek bu temsilin yaratımında gizlenmiş yönleri açığa çıkarmayı hedeflemektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Features |
Authors | |
Publication Date | April 18, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
sinecine TR DİZİN ve FIAF tarafından taranmaktadır.