Referring to Bauman’s (2005) concept of “liquid
modernity”, this paper aims to discuss the new film theory that has emerged
from the digitalization of cinema. The concepts
of perceptual reality and elastic reality constitute the two most important
parts of the theory. Bauman argues that contemporary modern societies are
“liquid” because of their dynamic character. Although contemporary societies
are in constant movement, he indicates that they lack certainty and borders,
and flexibility and uncertainty become prominent instead. The digital cinema
that Belton (2002) has defined as “a false revolution” is nothing but 1’s and
0’s. The key concept here is CGI (computer graphics imaging). Manovich (1995)
points out that we have arrived at a digitally transformable reality that
depends on computer programs and which is beyond photographic reality due to
the digitalization of cinema: This is
elastic reality. The second concept in the theoretical discussion of digital
cinema through visual effects is brought by Prince (1996): "Perceptual
realism". This paper opens a theoretical debate through CGI examples and
is based on the argument that Bauman's concept of “liquid” constitutes a social
and cultural background for digital theory.
Digital cinema liquid modernity elastic reality perceptual reality liquid cinema
Makale,
Bauman’ın (2005) “Akışkan modernite” yaklaşımından hareketle sinemada
dijitalleşmenin yarattığı ortamda gelişen yeni sinema teorisini tartışmayı
amaçlamaktadır. Algısal gerçeklik ve elastik gerçeklik yaklaşımları, söz konusu
teorinin iki önemli aksını oluşturur. Bauman günümüz modern toplumlarının
değişken karakteri nedeniyle “akışkan” olduğunu ileri sürer. Günümüz
toplumlarının daima hareket halinde olmalarına karşılık kesinlik ve sınırlardan
yoksun olduklarını, bunun yerini esneklik ve belirsizliğin aldığını işaret
eder. Belton’ın (2002) “yanlış bir devrim” olarak tanımladığı dijital sinema,
artık 1 ve 0’lardan ibarettir. Buradaki kilit kavram CGI’dır (computer graphics
imaging). Manovich’in (1995) sinemanın dijitalleşmesine bağlı olarak fotoğrafik
gerçekliğin ötesinde bilgisayar programlarına bağlı sayısal olarak transforme
edilebilir bir gerçekliğe ulaştığımıza dikkat çeker: Bu elastik
gerçekliktir. Görsel efektler üzerinden
dijital sinemanın kuramsal tartışmasında ikinci kavram, Prince (1996) tarafından
getirilir: “algısal gerçeklik”. Bu makale, CGI örnekleri üzerinden teorik
tartışmayı açarken, Bauman’ın “akışkan”
kavramının dijital teori için toplumsal ve kültürel bir arka plan oluşturduğu
savına dayanmaktadır.
Dijital sinema akışkan modernite elastik gerçeklik algısal gerçeklik
Konular | Felsefe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 2 Sayı: 4 |