Öz
Uzakdoğu felsefesinde kutsal alanı, manevi kökü “Bir” olanı imleyen Boşluk, gündelik yaşamda ve resim sanatında bilinçli olarak bırakılan boşluklar ve yaratılan espaslarla sinemaya kadar uzanan bir estetik ve imgesel alan yaratmıştır. Doğudan esinlenildiği düşünülen ve evreni yorumlayabilmek için “boşluk”u bir varlık gibi tanımlayan Antik Yunan filozoflarından günümüze bu anlayışta büyük değişmeler olsa da, metafiziksel ve soyut bir damar günümüze kadar ulaşmıştır. Bu anlayış zaman ve mekan olgusuna ontolojik bir bakış kazandırmaktadır. Bir dönem rasyonalist etkiyle Batı sanatında “horror vacui” (boşluk korkusu) söz konusu iken, modernist düşünceyle birlikte resimde, müzikte ve nihayet sinemada, farklı coğrafya ve kültürlerin etkisiyle minimalist, soyut ve boşluklu eserler varlığa, zamana ve oluşa içkin bir yapı kazanır. Deleuze’un “seyreltilmiş imge” olarak tanımladığı ve Pasolini’nin, Antonioni sineması için kullandığı “saplantılı kadraj”, modernist sinemanın günümüze kadar gelen yönetmenlerinin eğilimi olarak belirir: Bu eğilim mekanı uzama dönüştürmek, uzam üzerinden esneyen bir zaman algısına ulaşmak bakımından felsefi bir alan yaratır. Theo Angelopoulos’un filmleri de bu düşünceden bağımsız değildir. Ritmsizlik, sessizlik, boşluk, durağanlık sinemasının karakteristiğidir. Eski filozofların evrene ilişkin tanımlarını ve kavramlarını yönetmenin sinemaya bakışında ve filmlerine kazandırdığı biçemde görürüz. Neredeyse tüm filmlerinde hem doğuda hem batıda evrenin yaratılışı anlamında önemli bir yere sahip olan; akışkan, belirsiz ve kutsal sayılan “su”, onun filmlerinde de boşluk’a vurgu yapan önemli bir fenomendir. Durgun ve sisli bir deniz, belirsizlik, durağanlık üzerinden verilen sonsuzluk duygusu ontolojik bir anlam kazanır. Geniş planlar, sabit ve hareketsiz kamera, uzun plan-sekanslar ve kameranın dairesel hareketleri boşluk düşüncesini destekler niteliktedir. 1999 yapımı “Sonsuzluk ve Bir Gün” de boşluğun ontolojisini Uzakdoğu ve Batı felsefesinden yorumlamaya olanak tanır. Hikayesi, geçmiş-gelecek-şimdiki zamanın bir aradalığı, geniş planları ve durağan ritmi, genişleyen evren ve akışkan zaman düşüncesini hatırlatarak boşluk-imge için bir alan yaratır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 9, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 6 Issue: 11 - Özel Sayı (3) 2021 |