Temel eğitim; toplumun bütün fertlerinin sahip olması gerekli olan asgari ve ortak bilgi, beceri ve davranışların kazandırılması demektir. Temel eğitim kademesi, bireylerin hayatlarında karşılaşacakları sorunları çözmede, kendisine ve topluma karşı temel görevlerini yerine getirmede yeterlik kazandırır. Bireysel ve toplumsal faydası itibariyle temel eğitim, eğitim kademelerinin en önemlisi ve temel taşı niteliğindedir. İslam eğitimcileri temel eğitim kademesini, farz-ı ayn bilgilerin öğretildiği kademe olarak değerlendirmişlerdir. Temel eğitimin müfredatını, kadın-erkek her Müslümanın İslam’ın emir
ve yasaklarına uygun yaşayabilmesini sağlayacak olan ‘farz-ı ayn bilgiler’ oluşturmaktadır. Bir Müslümanın farz-ı ayn olan ibadetleri yerine getirebilmek için okuma-yazma bilgisi ve hayat bilgisi; hesap bilgisi; yön ve zamanı tayin edebilecek coğrafya bilgisi; tarih bilgisi; ata binme, yüzme, güreş gibi beden eğitimi dersleri farz-ı ayn bilgiler arasında sayılmıştır.
Bireyin kendisine ve topluma karşı İslam dininin öngördüğü yükümlülükleri yerine getirebilmesi farz-ı ayn bilgilerin eğitim ve öğrenimi ile mümkündür. Farz-ı ayn hükmündeki temel bilgiler elde edilmeden İslam’ın ve imanın şartlarına uygun yaşamak mümkün değildir. Farz-ı ayn olarak nitelendirilen temel bilgilerin öğreniminin gerekli olduğu İslam dininin başta Kur’an ve Sünnet olmak üzere temel kaynaklarında bazen direkt bazen de dolaylı olarak yer almaktadır. Temel kaynaklarda önemine değinilmesine rağmen İslam devletleri günümüzde temel eğitim olarak isimlendirilen farz-ı ayn düzeyindeki bilgileri okullarda veya başka mekanlarda kazandırmayan velilere uygulanacak müeyyideler konusunu uzun süre çözüme kavuşturamamıştır.
İslam hukukçularının ekseriyeti, tarih boyunca farklı isimlerle anılan temel eğitim kurumlarına devam edip farz bilgileri öğrenmenin kadın erkek, zengin-fakir, beyaz-siyah, Arap-Acem bütün Müslümanlar için zorunluluğuna hükmetmişlerdir. Müslümanlar da uzun süre İslam dininin emir ve yasaklarını da içeren farz-ı ayn bilgileri çocuklarına öğretmekte tereddüt göstermemişlerdir. Bu çalışmamızda günümüzde yaygınlaşan ‘temel eğitim’ ifadesinin İslam dini açısından taşıdığı anlam, tarihçesi ve pratiğe yansıması incelenmiş; halkın temel eğitim okullarına sahiplenişi ve gerekçeleri izah edilmiştir. Büyük ölçüde sivil inisiyatif tarafından gerçekleştirilen temel eğitim faaliyetlerinde zaman zaman aksamalar olmuştur. Osmanlılardan önceki İslam devletlerinde özellikle kızların eğitimine gerekli hassasiyetin gösterilmediği doğrultusunda eleştiriler yapılmıştır. Tanzimat dönemine gelindiğinde okuma-yazması olmayanların oranının birtakım sosyal ve ekonomik nedenler yüzünden yükselişe geçtiği görülmüştür. Bu dönemde birçok konuda olduğu gibi temel eğitimin zorunlu hale getirilmesi konusunda da reformlar yapılmıştır. Çocuklarını farz-ı ayn bilgileri öğreten temel eğitim okullarına göndermeyen velilere müeyyide uygulanması ilk defa II. Mahmut zamanında yayınlanan fermanlarla (yasalarla) mümkün olabilmiştir. Tanzimatla birlikte temel eğitim devlet denetimine tabi ve zorunlu eğitim kademesi statüsüne kavuşmuştur.
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 31, 2016 |
Submission Date | December 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 7 Issue: 15 |
Şırnak University Journal of Divinity Faculty is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).