İslâm miras
hukukunda, -oranları farklı da olsa- erkek ve kız çocukların mirastaki payları
önceden belirlidir ve buna mahfuz hisse/saklı pay denilmektedir. Diğer
taraftan İslâm miras hukukunun temel özelliklerinden biri de mûrisin
vârislerini mirastan mahrum etme hakkının bulunmamasıdır. Bununla birlikte
geçmişten günümüze murisler, çeşitli yollarla vârislerini mirastan mahrum etmek
istemişlerdir.
Hukukî bir terim olarak hibe, kişinin hayatta
iken, karşılıksız olarak malını başkasına temlik etmesi demektir. Prensip
olarak İslâm hukukunda hibe meşru/mubah bir tasarruftur. Bununla birlikte, geçmişte olduğu gibi günümüzde de hibe hakkı,
vârisleri mirastan mahrum etmek amacıyla murisler tarafından kötüye kullanılabilmektedirler.
Mûrisin hibe/bağış yoluyla vârislerinden mal kaçırması
veya onları mirasından mahrum etmesi iki şekilde olabilmektedir; Birincisi:
mûrisin çocukları arasında maddi ayrımcılık yapması ve vârislerden sadece bazılarına
hibede bulunarak diğerlerini mirastan mahrum etmesi. İkincisi: malının
tümünü veya bir kısmını gerçek veya hükmi yabancı şahıslara hibe
ederek varislerin tümünü tamamen veya kısmen mirastan mahrum etmesi.
Bu çalışmada İslâm hukukunda, hibe yoluyla varisleri mirastan mahrum
etmeye veya onlardan mal kaçırmaya yönelik tasarrufların sınırlandırılması
üzerinde durulmuştur.
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 31, 2017 |
Submission Date | May 30, 2017 |
Acceptance Date | August 29, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 8 Issue: 18 |
Şırnak University Journal of Divinity Faculty is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).