Internet-based technological developments are increasing day by day and are quickly included in human life. Metaverse, which corresponds to the meanings of the advanced universe and the superuniverse, has come to the fore again with the digital platform companies directing their investments to this technology, although it is based on an older concept. Metaverse technology, which is on the way to become an unchangeable part of life all over the world over time, needs to be examined in terms of jurisprudence. In Islamic law, the principle of freedom is taken as a basis for every item that provides the benefit of the society and the individual and does not contradict the general principles of religion. According to this principle, it is assumed that every new product and item that emerges with the advancement of the age is halal as long as it does not contradict the principles of Islam. Accordingly, although it is not haram to use the internet as an important part of life for the last quarter century, the interest of fiqh is about how this technology is used. At the first stage, while determining the limitations of the use of the digital world in terms of fiqh, the religious/legal dimension of the actions of the participants in the server will be discussed. The principle of inviolability of personal rights such as personal immunity, material security and intellectual property within the scope of the rights granted to human beings by both universal law and fiqh is accepted in force in the virtual world as well as providing social order in the world we live in. Personal information evaluated within the scope of civil law is also valid for the information of Metaverse users, and wrongful acts designed towards NFT products and virtual wallets are seen against Islamic principles. The fact that the product, which is the place of the contract, is like property in Islam (mutaqawwīm) is one of the basic requirements of an accurate contract. Therefore, as one of the limitations of use in this technology, the sale of things that are not considered as goods such as pork and alcohol to be sold over virtual reality or that the seller does not have yet (ma'dūm) will be deemed invalid. Although there are different opinions on the permissibility of marriage contracts established over video and audio connections, the general attitude is that this is valid. As a matter of fact, although the parties to the contract are physically far from each other, the condition of parliamentary unity has been fulfilled with augmented reality. Although the aforementioned technology has a more flexible use in the relations of fiqh, it is not possible to benefit from this technology in the field of worship. Because the content of some worships includes financial, some physical, and some both financial and physical difficulties. Of these, bodily worship has certain formal characteristics.
İnternet tabanlı teknolojik gelişmeler günden güne artmakta, hızlı bir şekilde insan hayatına dâhil olmaktadır. Sınırlı etkileşim özelliklerine sahip web 2.0’a göre daha ileri bir teknoloji olarak gündeme gelen web 3.0 ve kullanıcıların etkileşim seviyelerini arttırarak sanal gerçeklik tecrübesini insana sunmaktadır. İlerievren, evrenötesi anlamlarına karşılık gelen Metaverse, kavram olarak daha eskiye dayanmasına karşın, dijital platform şirketlerinin yatırımlarını bu teknolojiye yönlendirmesiyle tekrardan gündeme gelmiştir. Bilişim şirketlerinin sanal teknolojiye dair beklentileri yüksek olmakta; ekonomi, sağlık, eğitim vb. alanlarda önemli katkılarının olacağı düşünülmektedir. Zamanla dünyanın her yerinde hayatın değişmez bir parçası olma yolunda ilerleyen Metaverse teknolojisinin fıkhî açıdan incelenmesi gerekmektedir. İslâm hukukunda, toplum ve bireyin faydasını sağlayan, dinin genel prensipleriyle çelişmeyen her eşyada serbestlik ilkesi esas alınmaktadır. Bu prensibe göre çağın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan her yeni ürün ve eşyanın İslâm’ın ilkelerine ters düşmediği sürece helal olduğu varsayılır. Buna göre son çeyrek asırdır hayatın önemli bir parçası olarak interneti kullanmak bizatihi haram olmamakla birlikte fıkhın ilgi alanı, bu teknolojinin nasıl kullanıldığı yönündedir. İlk etapta dijital dünyanın fıkhî açıdan kullanım sınırlılıkları belirlenirken serverdaki katılımcıların fiillerinin dini/hukukî boyutu ele alınacaktır. Dijitalleşmeye doğru evrilen yaşamda akıllara gelen önemli bir soru olarak Metaverse’teki ürünlerin hukuki niteliğinin ne olduğu, temlik işlemlerinin dijital sahada nasıl gerçekleştirileceği ve elektronik mülkiyete yönelik haksız eylemlerden kimlerin sorumlu tutulacağıdır. Elde bulunan fıkıh mirası incelendiğinde, sanal dünyaya bağlanarak gerçekleştirilen tasarrufların klasik fıkıh doktrinindeki mecliste hazır olan kişinin tasarruflarına kıyas edilmesi daha isabetli görülmektedir. Hem evrensel hukukun hem de fıkhın insana tanımış olduğu haklar kapsamında kişi dokunulmazlığı, maddi güvenlik, fikri mülkiyet gibi kişisel hakların dokunulmazlığı ilkesi yaşanılan dünyada toplum düzenini sağladığı gibi sanal dünyada da yürürlükte kabul edilir. Medeni hukuk kapsamında değerlendirilen şahsi bilgiler Metaverse kullanıcılarının bilgileri için de geçerli olmakta, tasarlanan NFT ürünleri ve sanal cüzdanlara yönelik haksız fiiller İslâm ilkelerine aykırı görülmektedir. Klasik fıkıh doktrininde ayrıntılı şekilde incelenen satış teamülleri dikkate alındığında sanal dünya teknolojisinde satışa konulmuş ürünlerin gerçek dünyadaki şekil ve özelliklerine benzer olması ticari ahlakın gereğidir. Akdin mahalli olan ürünün İslâm’da mal hükmünde olması (mütekavvim) sahih bir sözleşmenin temel gerekliliklerindendir. Dolayısıyla bu teknolojideki kullanım sınırlılıklarından biri olarak sanal gerçeklik üzerinden satışı yapılacak domuz ve içki gibi mal hükmünde olmayan veya satıcının henüz sahip olmadığı (ma’dûm) şeylerin satışı geçersiz sayılacaktır. Görüntülü ve sesli bağlantı üzerinden kurulan nikâh akidlerinin cevazı üzerinde farklı görüşler olsa da genel tutum bunun geçerli olduğu yönündedir. Metaverse teknolojisi de internet destekli ileri bir yenilik olmakla birlikte sesli ve görüntülü iletişime ek olarak hissiyatın da var olduğu bir iletişim aracı olması sebebiyle gerekli durumlarda icâb ve kabulün kesintisiz yapıldığı ve şahitlerin de iştirak ettiği akitlerin geçerli olacağı söylenebilir. Nitekim her ne kadar akdin tarafları fiziksel olarak birbirinden uzakta kalsa da arttırılmış gerçeklik ile meclis birliği şartı yerine getirilmiştir. Mezkûr teknoloji fıkhî açıdan muâmelât ilişkilerinde daha esnek bir kullanıma sahip olsa da ibâdât alanında bu teknolojiden faydalanılması mümkün görülememektedir. Zira bazı ibadetlerin muhtevasında mali, bazılarında bedenî ve bazılarında hem malî hem bedenî meşakkatler vardır. Bunlardan bedenî ibadetler belli şekilsel özelliklere sahiptirler.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Early Pub Date | May 31, 2023 |
Publication Date | June 15, 2023 |
Submission Date | January 1, 2023 |
Acceptance Date | April 11, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 30 |
Şırnak University Journal of Divinity Faculty is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).