According to the authors, the supporting theses of the knowledge society from different angles, when white collar workers accomplish the wide range works by using their computer skills, it is assumed that the work is upgraded. The aim of this study is examining the knowledge society theses through human action in practice, by taking labor process as a base. Today, the banking sector presents a rich source for this purpose. Since the 1980s, when Turkish banks begun to place themselves in the global economy, they largely invest in highly qualified labor power. This study is based on the in depth interviews that are conducted with the tellers from Istanbul and Ankara in 2013. According to the conclusions of this study, the theses of the knowledge society seem to be invalid from three respects. Firstly, today many highly qualified tellers are subjected to the positions that do not require creativity; in other words, the bond between education and employment is loosened. Secondly, the interactions with customers, which are a handicap for the degradation of the labor of the teller, become different; the speed of completing the consumer's request has priority over completing the request in a worthy way. Thirdly, technology that has the potential to make tellers get rid of a series of routines and boring work has burdened another responsibility, which is related to interaction with customers.
Bilgi toplumu tezini farklı açılardan savunan yazarlara göre, beyaz yakalı çalışanlar bilgisayar becerilerini harekete geçirerek geniş bir aralığa yayılmış işleri yerine getirdiklerinde, çalışmanın değer kazandığı varsayılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de bilgi toplumu tezlerinin geçerliliğini somut insan eylemi üzerinden, emek sürecini baz alarak sınamaktır. Bu amaca ulaşmak açısından günümüz bankacılık sektörü son derece zengin bir malzeme sunmaktadır. Nitekim Türk bankaları uluslararası piyasalara açılmaya başladıkları 1980'li yıllardan itibaren yüksek vasıflı emek gücüne büyük yatırım yapmıştır. Bu çalışma 2013 yılında İstanbul ve Ankara'da banka çalışanlarıyla yürütülen derinlemesine mülakatlara dayanmaktadır. Araştırmanın sonuçlarına göre, 2000'li yıllarda Türk bankacılığında bilgi toplumu tezlerini üç bakımdan geçersiz görünmektedir: İlk olarak, günümüzde pek çok yüksek vasıflı bankacı herhangi bir yaratıcılık gerektirmeyen pozisyonlara mahkum olmuş, eğitimle istihdam arasındaki bağ zayıflamıştır. İkinci olarak, bankacı emeğinin değersizleşmesinin önündeki önemli engellerden olan müşteri ilişkileri farklılaşmış, müşteri taleplerini karşılama hızı, işlemleri layıkıyla yerine getirme arzusunun önüne geçmiştir. Üçüncü olarak, bankacıları bir dizi rutin ve sıkıcı işten kurtarma potansiyeli taşıyan teknoloji, pratikte müşteri ilişkilerinden kaynaklanan sorumluluklara bir yenisinin eklenmesi sonucunu vermiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | February 1, 2014 |
Submission Date | February 6, 2015 |
Published in Issue | Year 2014 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
Sosyoloji Araştırmaları Dergisi / Journal of Sociological Research
SAD / JSR