In this research, the issue of women's surname discussed in the context of gender inequality was examined in the framework of the Constitutional Court’s decisions of Argued No. 2009/85 and Decided No. 2011/49 and of Application No. 2013/2187. According to these decisions, The Constitutional Court decided that women who are married were not able to use their surname before marriage until 2014. After this date, it has changed its opinion and opened the way of using surname before marriage for the women who applied to the Constitutional Court by the way of individual communication. But, the jurisprudence change cannot put away the reality of that the jurisdiction has an attitude and a language based on the gender discrimination. Surname, is one of the rights strictly connected to the people and it is not possible to be changed by force. But, woman is forced to change her surname by marriage or divorce. This is a violation of women’s right. The question of gender inequality about woman’s surname seen in the judgement system, can be resolved if the jurisdiction puts away its patriarchal point of view and makes decisions which will ameliorate woman’s disadvantaged conditions, protect her rights against masculine dominance
Bu çalışmada, toplumsal cinsiyet eşitsizliği bağlamında ele alınan kadının soyadı meselesi, Anayasa Mahkemesi’nin 2009/85 esas ve 2011/49 karar sayılı ve 2013/2187 başvuru numaralı kararları çerçevesinde incelenmiştir. Söz konusu kararlara göre, Anayasa Mahkemesi, 2014 yılına kadar, kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra da kullanabilmesinin mümkün olamayacağına karar vermiştir. Bu tarihten sonra görüş değiştirmiş ve bireysel başvuru yoluyla, Anayasa Mahkemesi’ne başvuran kadınların evlenmeden önceki soyadlarını kullanabilmelerinin yolunu açmıştır. Ancak, bu içtihat değişikliği dahi yargının cinsiyete dayalı ayrımcı bir anlayışa ve dile sahip olduğu gerçeğini ortadan kaldırmamıştır.
Soyadı, kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklardandır ve zorla değiştirilmesi mümkün değildir. Ancak kadın, evlenmekle veya boşanmakla soyadını değiştirmek zorunda bırakılmaktadır. Bu, bir kadın hakları ihlalidir. Kadının soyadı çerçevesinde, yargıda ortaya çıkan söz konusu toplumsal cinsiyet eşitsizliği, yargının ataerkil bakış açısından vazgeçmesi ve kadının dezavantajlı konumunu iyileştirecek, onun haklarını eril tahakküme karşı koruyacak kararlar alması ile giderilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 31, 2015 |
Submission Date | October 31, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
Sosyoloji Araştırmaları Dergisi / Journal of Sociological Research
SAD / JSR