Aşılar 19. Yüzyıldan itibaren halk sağlığı politikası olarak salgınlarla mücadele etme aracı olarak kullanılmaktadır. 2020 yılı itibariyle COVID-19 salgınının ortaya çıkmasıyla da çeşitli aşı üretim ve uygulama çalışmaları başlamıştır. Fakat bilimsel ve siyasi otoritelerin bütün olumlu yönlendirmelerine rağmen aşılara yönelik şüphelerin farklı gruplarda kararsızlığa ve karşıtlığa sebep olduğu görülmektedir. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de COVID-19 aşılarına dair olumsuz yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Son yıllarda özellikle internet ve sosyal medya kullanımının artışı, aşı karşıtı fikirlerin yaygınlaşmasına hız kazandırmıştır. Bununla ilişkili olarak COVID-19 pandemisi ile ilgili online ortamlarda oluşan yoğun bilgi akışını tanımlamak üzere infodemi kavramı kullanılmaktadır. İnfodemi sonucu komplo anlatıları da yaygınlık kazanmaktadır. Bu makalede Türkiye özelinde COVID-19 aşı kararsızlığı ve karşıtlığı özellikle komplo teorileri bağlamında değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışma nitel bir çalışma olup 20 kişiyle derinlemesine görüşme yapılmıştır. Elde edilen veriler MAXQDA yardımıyla, betimsel ve tematik olarak analiz edilmiştir. Katılımcıların yarısı COVID-19 aşılarına yönelik kararsızlık yaşadığını, diğer yarısı ise COVID- 19 aşılarına karşıt olduğunu belirtmiştir. Görüşmeler sonucu komplo teorilerine olan inancın, kişilerin risk algısını arttırabileceği, risk algısının ise güvensizliklere ve aşı olmamaya sebep olabileceği gözlemlenmiştir. Bunun da ötesinde, kanaat önderleri ve sosyal medya aracılığı komplo teorilerinin bütünsel bir anlatı haline gelerek alternatif bir sosyal gerçeklik inşası yarattığı vurgulanmış ve bunun bireylere sağladığı imkanlar tartışılmıştır.
Vaccines have been used to combat epidemics as a public health policy since the 19th century. Various vaccine production studies have started with the emergence of the COVID-19 pandemic in 2020. However, despite all the positive messages of scientific and political authorities, suspicions about vaccines cause hesitancy and anti-vaccination in different groups. Negative approaches to COVID-19 vaccines have appeared in Turkey as well as in the world. In recent years, the increase in the use of the internet and social media has accelerated the spread of anti-vaccine ideas. In relation to this, the concept of infodemic is used to describe the intense flow of information about the COVID-19 pandemic on online platforms. Conspiracy theories are spreading as a result of the infodemic. In this article, COVID-19 vaccine hesitancy and anti-vaccination in Turkey have been studied, especially in the context of conspiracy theories. It is a qualitative study and in-depth interviews were conducted with 20 people. The obtained data were analyzed descriptively and thematically with the help of MAXQDA. Half of the participants stated that they are COVID-19 vaccine- hesitant, while the other half stated that they are COVID-19 anti-vaccinist. As result, it has been observed that belief in conspiracy theories can increase people's risk perception, and risk perception can cause insecurity and not being vaccinated. Moreover, this study emphasizes that conspiracy theories become a holistic narrative through opinion leaders and social media, creating an alternative social reality construction, and discusses how this creates opportunities for individuals.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | May 25, 2022 |
Submission Date | March 22, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 43 |
Sosyoloji Dergisi, Journal of Sociology, SD, JOS