Hicrî III. asır, hadis tarihi açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Hadis ve sünnet konusunda yapılan faaliyetler dikkate alınarak bu dönem hadis tarihinin altın çağı olarak nitelendirilmektedir. Bununla birlikte bu asrın ilk yarısında mihne gibi bazı olumsuz hâdiseler de yaşanmıştır. Bu dönemde savunuculuğunu Muʻtezile’nin üstlendiği Kur’an’ın mahlûk olduğu fikri, Abbasî idaresi tarafından benimsenmiş ve bu resmî fikri kabul etmeyen birçok âlime baskı yapılarak söz konusu düşünceyi kabul etmeyenler ağır bir şekilde cezalandırılmıştır. İdare tarafından ulemâya yapılan baskılar süreç içerisinde azalıp sona ermesine rağmen yankıları bir süre daha devam etmiş, bu defa ulemâ kendi içerisinde konu etrafında tartışmaya girişmiş ve ilgili meseleyi baskı unsuru olarak kullanmıştır. Bazı muhaddisler bu sebeple birbirini tenkit ederek birbirlerinin rivayetlerini terk etmiştir. Nitekim mezkûr tartışmalara bizzat şahit olan ve aynı zamanda bu tartışmaların birer tarafı olan Buhârî ve hocası Muhammed b. Yahyâ ez-Zühlî de bu olumsuzluklardan nasibini almıştır. Öyleki Buhârî, Zühlî’nin beldesi Nîsâbûr’u terk etmek zorunda kalmıştır. Dönemin iki güvenilir ve meşhur muhaddisi arasındaki bu olumsuz gelişmelerin izleri rivayetlerde de görülmektedir. Bu çalışmada hoca Zühlî ile talebe Buhârî arasındaki tartışmalar ve bu tartışmaların rivayetlere yansıması üzerinde durulmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 83 |