Bu çalışmada Latife Tekin’in 2018 yılında kaleme aldığı Manves City ve Sürüklenme adlı romanlarındaki yoksulluk temsili ele alınmaktadır. Kurgusal açıdan da birbirine dokunan söz konusu romanların, 2000’li yılların güncel Türk edebiyatında, geç kapitalizmin toplumsal ve ekonomik sonuçlarının, neoliberalizmin farklı yüzlerinin ve küresel kültürün meydana getirdiği kimi çelişkilerin izlerini sürebilmeyi sağlayacak verimli edebi kaynaklar olduğu düşünülmektedir Çalışmanın temel hedefi, ilgili toplumsal ve kültürel sürecin edebi metinlerdeki görünümlerinden yola çıkarak, metinlerdeki yoksulluk temsilinin tarihsel varoluşunu, yoksulların ve işçilerin özne olma hallerini, hegemonik ve karşı hegemonik tutumlarını açığa çıkarmaktır. Bu çerçevede romanlar metinsel bir analize tabi tutulmaktadır. İki romanda da yoksulluk, mekânsal bir yersizyurtsuzlaşma hali ile düşünsel bir kök salamama, yönsüzlük ve tahayyülsüzlük durumuyla iç içedir. Bu yönsüzlük doğadan uzaklaşma haliyle de dolayımlanır. Romanlardaki yoksulluk görünümleri, kapitalist sömürü ilişkilerinin git gide gaddarlaştığı bir dönemde, bir sessizleşme, dilsizleşme, mekanikleşme süreciyle ilişkisel bir bütünlük olarak da kendisini açığa vurmaktadır. Yoksulluğa karşı çıkabilmenin, yabancılaşmayı azaltmanın yolu, hatırlamanın gücünden, dile, söze sahip çıkmaktan ve dayanışmadan geçecektir.
In this study, the representation of poverty in Latife Tekin's novels Manves City and Sürüklenme written in 2018 is discussed. It is thought that these novels are productive literary resources that will enable us to trace the social and economic consequences of late capitalism, the different faces of neoliberalism and some contradictions created by global culture in contemporary Turkish literature of the 2000s. In this context, the novels that are discussed in the context of the sociology of literature are subjected to a textual analysis. The main aim of the study is to reveal the historical existence of the representation of poverty in the texts, the state of being the subject of the poor and workers, and hegemonic and counter-hegemonic attitudes, based on the appearance of the relevant social and cultural process in literary texts. In both novels, poverty is intertwined with a state of spatial deterritorialization and an intellectual rootlessness, directionlessness and lack of imagination. This directionlessness is also associated with the state of being away from nature. The appearances of poverty in the novels also reveal themselves as a process of silencing, muteness, mechanization and relational integrity. The way to reduce alienation and to be able to oppose poverty will pass through the power of remembering, protecting the language and the word, and solidarity.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Literary Studies |
Journal Section | EDEBİYAT / ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Authors | |
Publication Date | April 29, 2022 |
Submission Date | February 7, 2022 |
Acceptance Date | March 12, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 7 Issue: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.