İnsanlık sanatsal olarak nitelendireceğimiz ilk faaliyetlerden itibaren içinde yaşadığı doğayı resmetmeye ve yansıtmaya çalışmıştır. Manzara resmi olarak adlandırabileceğimiz anlayış başta Uzak Doğu olmak üzere dinsel bir tefekkürle ilgilidir. Avrupa’da 14. yüzyıldan itibaren geliştirilen perspektif tekniği iki boyutlu bir yüzeyde üçüncü boyut algısı yaratarak manzara için daha gerçekçi temsilleri olanaklı kılmış; 15. yüzyılda Rönesans hareketiyle ressamlar insanın içinde yaşadığı doğayı ve kenti ayrıntılarıyla resmetmeye başlamışlardır. 17. yüzyıla gelindiğinde Hollanda-Felemenk resmi manzaraya daha dünyevi bir sakinlik vererek güncel hayatı sanata dahil etmiştir. 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl başında ise sanatçılar, Alman Romantizmi ile Yüce’nin estetiği çerçevesinde manzarayı yer yer insansız resmederek içsel bir bakış açısı geliştirmişlerdir. Enkaz estetiği ile ele alınan metruk mekanlar, başta melankoli olmak üzere insani duygulanım alanları yaratmıştır. Manzaranın gelişimi, insanlığın görme biçimi ve kültürü içinde zamanla pitoresk dediğimiz resimselliğin oluşmasında önemli dönüşüm aşamalarından biridir. 19. yüzyılda Modernizm geçmişin manzara resmine yeni yorumlar getirir. Hızlı fırça vuruşları ve kalın boya tabakaları ile doğaçlamaya yönelerek zamansallığın yakalanmaya çalışılması, konudan bağımsız olarak resmin kendisine dönük algılamayı talep eder. Biçim bozma-deformasyon, soyutlama ve düz renk alanlarının kullanımı modern manzarayı kuran araçlara-yaklaşımlara dönüşür. Manzaraya dönük ilgi günümüzde afiş tasarımından fotoğrafa ve sinemaya uzanan geniş bir alanda yeni teknolojilerin de kullanımıyla varlığını sürdürmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 26, 2022 |
Submission Date | August 12, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 49 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License